"وهي لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • vermiyor
        
    • istemiyor
        
    Bu bize buz tabakasının zamanla nasıl değiştiğine dair hiçbir ipucu vermiyor. TED وهي لا تزودنا بأي مؤشر حول كيفية تغير الصفيحة الجليدية مع الوقت.
    Ve bana geleceğini de etkilemeyeceğine inanmam için bir neden vermiyor. Open Subtitles وهي لا تظهر لي أية بادرة بأنه لن يعرّف مستقبلها أيضاً
    Ama ne olduğunu bulamadık ve anti virüse cevap vermiyor. Open Subtitles الذي لا نستطيع التعرف عليه، وهي لا تستجيب لأي مضاد فيروسات.
    Sürünüyor ve kimseden de yardım istemiyor, belki sen hariç. Open Subtitles وهي لا تريد مساعدة من أي شخص، إلا أنت ربّما
    Nicole Cynthia'yla konuşmuyor ve benim de konuşmamı istemiyor. Open Subtitles الآن نيكول لَنْ تَتكلّمَ مع سينثيا وهي لا تُريدُني إلى.
    O sadece bunu sana vermiyor. Seni gerçeğe gömüyor ve sonunda kendini öldürüyorsun o da karşılığını alıyor. Open Subtitles وهي لا تمنحك إياها فحسب، فهي تصفعك بالحقيقة حتى تقتل نفسك وتحصل على ضريبتها
    Günün bir kısmı geçti hesapları kapatmaya çalışıyoruz ve telefonlarına cevap vermiyor. Open Subtitles إنه نهاية الربع نحاول إغلاق الكتب وهي لا ترد على هاتفها
    Aramalarıma veya mesajlarıma cevap vermiyor hatta eşyalarını bile almıyor. Open Subtitles وهي لا تجيب مكالماتي او رسائلي وانها لم تأخذ اغراضها حتى
    "Ben, 'Hey Siri' diyorum, bana cevap vermiyor, demek ki benden nefret ediyor" hikâyesi. TED وقصة عندما أقول: "أهلا يا سيدتي" وهي لا تجيب، فهذا يعني أنها تكرهني"
    Evet, onu durmadan arıyorum, ama telefona cevap vermiyor. Open Subtitles نعم اني اتصل بها باستمرار وهي لا ترد
    Evet, onu durmadan arıyorum, ama telefona cevap vermiyor. Open Subtitles نعم اني اتصل بها باستمرار وهي لا ترد
    Polis telsizini dinliyorum çünkü kız kardeşin evden kaçmış, ayrıca cep telefonu da cevap vermiyor. Open Subtitles استمع إلى راديو الشرطه ... لأن أختك تسللت إلى الخارج وهي لا ترد على هاتفها.
    Arabası garajda ve cevap vermiyor. Open Subtitles سيارتها في المرآب، وهي لا تُجيب.
    Migreni beyin tümörüne neden oldu ve tedavi etmeme izin vermiyor çünkü hamile. Open Subtitles وهي لا تسمح لي بعلاجها لأنها حامل
    Hastaneye gelmemiş telefonuna da cevap vermiyor. Open Subtitles وهي لا تقوم بالإجابه على هاتفها
    Şimdi evden çıkmama bile izin vermiyor. Open Subtitles وهي لا تريدني أن أخرج من المنزل الأن.
    Quinjet'i hâlâ gelmedi ve iletişime yanıt vermiyor. Open Subtitles طائرتها لم تصل بعد، "وهي لا تردّ على الإتّصالات."
    Krallığımızdaki bütün asil erkekler onu istiyor. Ama o hiç birini istemiyor. Open Subtitles كل نبيل في مملكتنا يريدها وهي لا تريد أحداً منهم
    Henüz parayı elime almadım bile, ayrıca fotoğrafçı olmak istemiyor ki! Open Subtitles أنا لا أعلم إن أستطيع استخدام المال بعد وهي لا تريد أن تكون بالتصوير
    Çünkü şu anda Brezilya'da bir plajda margarita içmekte ve sizinle konuşmak istemiyor. Open Subtitles لانها تشرب المرغريتا على الشاطئ في "البرازيل" وهي لا ترغب في الحديث معك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more