"وهَلْ" - Translation from Arabic to Turkish

• Ve
• mi

Raymond çok hasta, Ve neden biliyor musunuz çünkü onu sen hasta ettin.
رايموند مريضُ جداً، وهَلْ تَعْرفُ لِماذا؟ لأنك أمرضتَه.

Ve o da bu tedavi planının içinde tabii ki
وهَلْ كَانتْ هو على معالجة تُخطّطُ أيضاً؟

Hastaneden çıkma kriteri faturanızı ödeyip ödememeniz değil kriter iyileşip iyileşmediğiniz Ve güvenli bir yere gidip gitmediğiniz.
المعايير لتأجيرك خارج لَمْ إذا تُدْفَعْ، إنّ المعاييرَ، تُلائمُ للذِهاب وهَلْ تَذْهبُ في مكان ما سلامةَ؟

Onları doğrudan mı vereceğim yoksa üfleyerek mi?
وهَلْ علي أَنْ أُعطيها مباشرةً أَم يجوز أَنْ أنفخها؟

- Yeterince erotik mi? - Dostça, evet.
وهَلْ هي مفرطة في الإباحية _ هي كذلك,وبشيطانية_

Ve sen çalışırken sana sap olmasına fırsat verseydim öyle mi?
[يَسْخرُ] وهَلْ لَهُ ها تُطاردُك في العمل؟

Ve sen bunu güvenli bir biçimde yapmanın yolunu buldun mu?
وهَلْ اكتشفت كيف ستفعل ذلك بأمان؟ لا , ليس بعد

Evet, çocuklar sizin de yazlarınızı geçirdiğiniz Ve bir sürü hatıranızın olduğu bir yerler yok mudur?
نعم، لا أنت رجالُ لَهُ ذلك المكانِ حيث إستعملتَ لصَرْف فصولِ صيفكَ وهَلْ لَهُ كُلّ تلك الذكريات؟

Ve Iris Weatherby de burada mı?
وهَلْ آيريس ويذيربي أيضاً هنا؟

Ve ıstakoz yemek için yamaca pikniğe gitmiştik.
وهَلْ كَانَ عِنْدَها a نزهة سرطانِ بحر على الخدعةِ؟

Ve bana hiç teklif etmeden.
وهَلْ أنا حتى حَصَلتُ عَلى عرضِ؟ لا.

Ve bende kıçını tekmelemeyi önerebilirmiyim?
وهَلْ لي أَنْ يَقترحُ موطئ حمارِكَ؟

Sen dolu bir silah taşıyacaksın, diğer polisler de sana güvenecek öyle mi?
أنت سَتَحْملُ a حمّلَ بندقيةً وهَلْ لَهُم شرطة آخرون يَعتمدونَ عليك؟

Diğer çocukta böyle mi?
وهَلْ كان الآخر رائع؟

Hayranları tehlikeli mi?
وهَلْ أنصاره خطرون؟

Peki kabul etti mi?
وهَلْ كَانتْ موافقة على ذلك ؟

Başka her şey iyi mi?
وهَلْ كُلّ شيء آخر جيد؟

Ve bu iyi bir şey mi?
وهَلْ هذا شيء جيد ؟

- Ve tekrar deneyecek mi?
وهَلْ يُحاولونَ ثانيةً؟