Bütün ırk ve mezhepten insanlar barış ve uyum içinde yaşar. | Open Subtitles | فسيحيا كلّ الناس من كافة الأعراق والأديان في سلام ووئام |
Dünyadaki tüm bükücülerin ve bükücü olmayanların huzur ve uyum içinde yaşadığı bir toplum oluşturdular. | Open Subtitles | مجتمع حيث المتحكمين وغير المتحكمين من جميع أنحاء العالم يعيشون معا في سلام ووئام |
Dünyadaki tüm bükücülerin ve bükücü olmayanların huzur ve uyum içinde yaşadığı bir toplum oluşturdular. | Open Subtitles | مجتمع حيث المتحكمين وغير المتحكمين من جميع أنحاء العالم يعيشون معا في سلام ووئام |
Çok iyi çalışıyorlar. Ve hazır bugün, yarının ambalajlama sistemini, 10.00 sene boyunca burada olacak olan sistemi garanti edebiliyorken, garanti etmek istediğim 10,000 sene içinde, bizim soyumuzdan gelenler, çocuklarımızın çocukları, mutlu ve uyum içinde yaşıyor olacaklar sağlıklı bir dünyada. | TED | إنه عمل عظيم. وبينما ، اليوم ، نستطيع أن نضمن أن عمليّات التعبئة الماضية ستكون هنا بعد 10.000سنة، ما أريد أن أضمنه هو أنّه بعد مُضيّ 10.000 سنة، سيتمكّن أحفادنا وأطفال أطفالنا، من العيش في سعادة ووئام مع كوكب ينعم بالصحّة. |
- İyi duygular ve uyum dostum. | Open Subtitles | مشاعر طيبة ووئام يا رجل |
Huzur ve uyum içinde saygılarımla Mike Milligan. | Open Subtitles | عالمك في سلام ووئام ..." (مايك ميليغان)" |
Huzur ve uyum içinde saygılarımla Mike Milligan. | Open Subtitles | عالمك في سلام ووئام ..." (مايك ميليغان)" |