"وواحداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    Yani Britanya'daki bir Hindu çocuk bir El-Kaide savaşçısı ve en çok aranan uluslararası teroristi oldu, İnsanların ona biçtiği Hindu, Hindistanlı ya da İngiliz kimliğini reddedip başka birisi oldu. TED إذاً إن هذا الشاب الهندوسي البريطاني أصبح عضواً في تنظيم القاعدة وواحداً من أكثر الإرهابيين المطلوبين دولياً، وتجاهل ما سيدعوه الناس به سواءً هندوسياً أو هندياً أو بريطانياً، وأصبح شخصاً آخر.
    Deney tüpleri, şişeler ve vızıldayan o elektrikli şeylerden istiyorum. Open Subtitles أريد أنابيب الإختبار، كؤوس وواحداً من تلك الأشياء الكهربائية التي ترن ــ تقصد حلزون تيسلا؟
    İki soyguncu ayrıldı ve birini bir ara sokağa kadar takip ettiler. Open Subtitles وينفصل اللصان وواحداً منهم تمت مطاردته أسفل الممر
    ve birer birer, İntikamcılar'ın hepsi çocuk sahibi oldular. Open Subtitles وواحداً بعد الآخر اطفال المنتقمون اصبحوا
    Flower ve Angelo da uyarı var. Open Subtitles فيوجد واحداً على الزهرة وواحداً على المنطقة الجغرافية.
    Barmen, kızılcık suyuma ve arkadaşın kadehine votka ekle. Open Subtitles أيها الساقيّ، لنحظى ببعض الفودكا مع التوت البرّي ، وواحداً لصديقي هنا
    Biri siyah, biri beyazdı, beyaz olanın diz sorunu vardı ve topallamasına sebep oluyordu Open Subtitles ، واحداً أسمر ، وواحداً أبيض والرجل الأبيض لديه مشكله ما فى الركبه تجعله يعرُج أثناء السيِر
    - Kakaolu ve vanilyalı. Open Subtitles واحداً بطعم الشوكولاتة وواحداً بالفانيلا
    Federaller o orospu çocuklarını birer birer enseledi hepsini içeri tıktı ve beni korumaya aldılar. Open Subtitles وواحداً تلو الآخر، اعتقل الفيدراليون هؤلاء الأوغاد وأحضروهم وأبقوني محمياً
    En yakın dostum, partnerim ve ağzında leblebi tozu varken ıslık çalabilen nadir insanlardandı. Open Subtitles كان أعز أصدقائي وشريكي، وواحداً من قلة عرفتهم بمقدورهم التصفير مع وجود بسكويت رقيق في أفواههم.
    ve elbette, hiçbir şey başarı kadar başarılı olamaz: şüpheciler fikir değiştirip birbiri ardına dediler ki "Evet biz de Nano kategorisinde bir araba yapmak istiyoruz. TED وبالطبع ، لاشي يودي للنجاح كالنجاح فبعدها قام المتشككون بتغيير مواقفهم وواحداً تلو الاخر بدأوا يقولون،" نعم، نحن ايضاء نريد ان نصنع سيارة بنفس شريحة النانو
    İşte oradalar, müdür Lepic ve adamlarından biri. Open Subtitles ها هما المفوض ليبس وواحداً من رجاله
    Çok üzgünüm. Bayana ve bana birer içki getir. Open Subtitles .اجلب لي شراباً وواحداً للسيدة أيضاً
    10,000 öğrenci... ve biri ateşten fazlasıyla büyüleniyor. Open Subtitles ... يوجد 10.000 طالب وواحداً فقط النار تسحره
    Yatağın altında kaldım ilk 15 dakika etrafımda hareket eden 50 adam hissedebiliyordum derken birer birer sustular ve öldüler. Open Subtitles -بقيت مهروساً تحت الأنقاض وأسرة النوم.. -في أول ربع ساعة كان بإمكاني الإحساس بحوالي 50 رجل حولي -ثم ، وواحداً تلو الآخر ، سقطوا جميعاً في صمت قاتل.
    11 ve bir! On ve iki! Open Subtitles ذلك 11 وواحداً عشرة و2

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more