Watergate'te tanıdığım biri var. | Open Subtitles | هاري، أعرف شخصا من المحررين يمكنه العمل على إقتحام ووترجيت. |
Ben sadece, adınız ve telefon numaranızın Watergate'te tutuklanan adamlardan ikisinin telefon defterinde ne aradığını merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت أتسائل عن سبب وجود اسمك و رقم هاتفك.. في مفكرة أحد المعتقلين في إقتحام ووترجيت |
Eğer bu haneye tecavüz olayı sabotaj kampanyasının bir parçasıysa o zaman bu olay Watergate'ten bir sene önce başlamış. | Open Subtitles | إذا كان الإقتحام مجرد حدث ضمن عملية التدمير التي بدأت قبل إقتحام ووترجيت بعام كامل |
Watergate. Tüm şu dinleme olayı. Korkunç bir şey! | Open Subtitles | أقصد ووترجيت عملية التنصت كانت مفزعة للغاية |
Ülkenin yarısı "Watergate" kelimesini daha önce hiç duymamış. | Open Subtitles | نصف المواطنين لم يسمعوا من قبل كلمة ووترجيت |
Watergate Otel ve İş Hanı şuradaki Kennedy Merkezi ve Suudi Arabistan Elçiliği. | Open Subtitles | مبنى فندق ومكتب ووترجيت مركز كينيدى هناك.. وأيضا |
Watergate ofis binasında açık bir kapı bulundu muhtemelen hırsızlık. | Open Subtitles | بلاغ عن إقتحام في مبنى ووترجيت عملية سطو محتملة... |
Watergate hakkında hiçbir şey sormadım. | Open Subtitles | أنا لم أسألهم مطلقا بشأن ووترجيت |
Watergate hakkında konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | -أريد أن أتحدث معك عن ووترجيت.. أنا أعرف.. |
Watergate hırsızlarından Bay Bernard Barker'ın hesabına yatırılan 25,000 $ hakkında konuşacaktım. | Open Subtitles | -عن ذلك الشيك ذو الخمسة و العشرين ألف دولارا الذي تم إيداعه لحساب أحد مقتحمي ووترجيت السيد برنارد باركر |
Watergate'teki haneye tecavüz olayını finanse eden para. | Open Subtitles | بشأن المال الذي موَّل إقتحام ووترجيت |
Watergate olayından sonra kampanyanın veznedarlığından istifa eden Sloan kampanya bağışlarının açığa çıkarılması konusunda mahkemeye ifade vermek üzere ortaya çıktı ve Haldeman'ın adını verdiğini inkar etti. | Open Subtitles | -سلون الذي كان قد استقال من منصب أمين صندوق الحملة -بعد إقتحام ووترجيت ظهر للإدلاء بشهادته في القضية |
Watergate, bu örtbas olayının çok küçük bir parçası. | Open Subtitles | الأعمال السرية لم تكن مركزة على ووترجيت |
Bizim oğlanın Watergate'in karşısında evi varmış. -Dur. | Open Subtitles | منزل الفتى يحتفظ به فى ووترجيت |
Söyleşilerde gündeme gelecek olumsuz her konunun Watergate kapsamında ele alınmasını öneriyoruz. | Open Subtitles | "نودّ أن نقترح أن تكون "ووترجيت مظلّة جامعة لكل شيء سلبي |
Watergate, ortaya çıktığı 17 Haziran'da olanları sonraki soruşturmaları ve örtbas edilme çabalarını kapsar. | Open Subtitles | حسنا، أنّها تشمل ذلك فقط اقتحام "ووترجيت" في الـ17 من يونيو و التمويه و التحقيق الذان تليا |
Sözleşme şartlarında Watergate'in toplam sürenin %25'ini geçmeyeceği açıkça belirtilmiş. | Open Subtitles | بنود العقد تشترط بشكل واضح أن "ووترجيت" ستحتل نسبة 25 بالمئة من الوقت كحد أقصى |
Bu felaket olur. Bu bizi belirlenmiş zamandan çok önce Watergate konusuna sokar. | Open Subtitles | ستدخلنا في أمر "ووترجيت" قبل الوقت المتفق عليه بكثير |
Bu harika hükümdarlığın yeni kurulmuşken en son isteyeceğin şey ABSCAM ya da Watergate gibi bir skandal olmasıdır. | Open Subtitles | في بداية عهدكِ المجيد آخر ما تودينه "هو فضيحة كـ"آبسكام" او "ووترجيت |
Yıllarca Vietnam, Watergate, ve enflasyon ile moral çöküntü yaşayan Amerikalılar, artık her şeyden ellerini çekip dış dünyaya kapandılar ve bu konuda kimsenin bir yardımı olmuyor. | Open Subtitles | لقد تلقوا ضربات من كل حدب عبر "فيتنام" و"ووترجيت" والتضخم ينحرفون ويقتلون ويفسدون حياتهم ولا أحد يساعدهم لذا يلخص فكرة التقرير |