"ووجدوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • buldu
        
    • buldular
        
    • inceledi ve
        
    • bulurlarsa
        
    • gördüler
        
    Sonrasında müttefik güçler onun koleksiyonunu inceledi ve tabloları buldu ve onları satanları aramaya başladı. TED ومن ثم استولت قوات التحالف على مجموعته الفنية ووجدوا اللوحات الفنية وحاولوا الرجوع الى الاشخاص الذين تم شراؤها منهم
    Çalışmaları bunun doğru olduğunu kanıtlarken, bilim adamları ilginç bir şey daha buldu. TED في حين أظهرت الدراسة هذا ليكون صحيحاً، ووجدوا شيئا آخر مثير للاهتمام.
    Bu foklar, Doğu Burnu'ndan kısa bir mesafe katederek bir balık sürüsü buldu. Open Subtitles سافرت هذه الفُقمات مسافة قصيرة من الرأس الشرقي ووجدوا سرباً
    buldular ki, eğer maraton koşmaya 19 yaşında başlarsanız, her yıl gittikçe hızlanırsınız, 27 yaşınızda zirvenize ulaşıncaya kadar. TED ووجدوا .. انهم ان بدأت تجري في عمر 19 سوف تصبح اسرع واسرع كل عام حتى تصل الى ذروة سرعتك في عمر 27
    Of, aman Tanrım. Eğer Britanyalılar gelip cesedi burada bulurlarsa yanarız. Open Subtitles يا إلهي،إذا جاء البريطانيون إلى هنا ووجدوا جثته فسنكون هالكين جميعاً
    ve sorunlu yanlar olduğunu gördüler. Ancak bunlar dinin çekirdeğinde değildi. Belki yeniden, farklı şekilde anlaşılabilirlerdi, ve Kuran çağdaş dünyada yeniden, farklı şekilde okunabilirdi. TED ووجدوا فيها مفاهيم مستشكلة.. لا تنتمي الى نواة الاسلام .. ويمكن اعادة فهمها وتفسيرها كما يمكن للقرآن ان يعاد تفسيره وقراءته في هذا العصر الجديد
    Polis, izleri çıkardı, ...ve bu sergi alanında sizinkileri buldu. Open Subtitles الشرطة مشطوا المكان ووجدوا بصماتك على هذه العارضة
    - Maalesef FBI da kadını buldu ve Huck'ın yerden aldığı telefona el koydu. Open Subtitles هذا خبر جيد. للأسف، الإف بي آي وجدوها أيضاً. ووجدوا الهاتف الذي لمسه.
    Neyse ki, Dünya'da yaşayan zeki kızlar ve erkekler kafa kafaya koydu ve her yıl nüfusun yüzde beşini azaltacak süper yollar buldu. Open Subtitles لحسن الحظ، ثمة شبان وبنات من جميع أنحاء العالم اجتمعوا ووجدوا حلولاً ذكية جدًا للقضاء على خمسة بالمئة من عدد السكان كل سنة.
    Bu bilgiyi polise ilettik, polis de bu esnada bir arama izni edindi ve Dalton'ın evinde aynı marka kondom buldu. TED لذلك قمنا بتمرير هذه المعلومات للشرطة، الذين قاموا في الوقت نفسه، بإصدار مذكرة تفتيش ووجدوا نفس العلامة التجارية للواقي الذكري في مبنى دالتون.
    Bilim adamları sayıları işledi ve tek bir von Neuman makinesinin, ışık hızının %5'i hızda ilerleyerek, 4 milyon ya da daha azı sürede galaksimiz boyunca kopyalanabileceğini buldu. TED أحصى العلماء الأرقام ووجدوا أن آلة فون نيومان واحدة تسافر بسرعة ضوء تبلغ 5% يجب أن تكون قادرة على الاستنساخ على مدى مجرتنا خلال 4 ملايين سنة أو أقل.
    Görevli geldi ve onu bu halde buldu. Open Subtitles جاء الموظفين في ووجدوا لها بهذه الطريقة .
    O.Y.İ. Bruce Paloma'nın arabasını inceledi ve altında gizli bir yer tespit cihazı buldu. Open Subtitles وحدة مسرح الجريمة فحصت السيارة التي كان بها "بروس بالوما", ووجدوا جهاز تحديد المواقع للتعقب مخبأ في أسفلها.
    Üst katta bir süit oda ile karşılaştılar ve tekmeleyerek kapıyı açtılar ve yatağın kenarında saklanan bir adam buldular. TED خلال بحثهم وجدوا جناحا في الطابق الأعلى للفندق قاموا بكسر الباب ووجدوا شخصا مختبئا خلف السرير.
    Yaşı küçük öğrencileri bir kupayla kendi tarafınıza çekebileceğinizi yaşı büyük öğrencilerin ise paraya ihtiyacı olduğunu buldular. TED ووجدوا أن الطلاب الأصغر سنًا يمكن تحفيزهم بجائزة ولكن مع الطلاب الأكبر سنًا، فأنتم بحاجة للمال حقًا.
    Kâr amacı gütmeyen araştırmacı kurum ProPublica, bu algoritmayı bulabildiği kamusal verilerle inceledi ve sonuçlarının ön yargılı olduğunu, öngörü gücününse kötü, olasılıktan biraz iyi olduğunu ve siyahi sanıkları haksız yere beyaz sanıklardan iki kat fazla bir oranla geleceğin suçluları olarak etiketlediğini bulguladı. TED ولكن شركة التحقيق بروبابليكا الغير ربحية، دققت الخوارزمية مع البيانات العامة التي استطاعوا إيجادها، ووجدوا أن المُخرجات كانت مُتحيزة وقوته التنبؤية كانت مُحزنة، بالكاد أفضل من الفرصة، وكان من الخطأ تصنيف المُدعى عليهم السود كمجرمي المستقبل كضِعف المُدعى عليهم البيض.
    Ya arabasını ve içinde de benim parmak izlerimi bulurlarsa? Open Subtitles ماذا اذا وجدوا سيارته ووجدوا بصمات اصابعي داخلها ؟
    Üstünü aradıkları zaman kamerayı bulurlarsa her şey biter. Open Subtitles إذا فتشوه ووجدوا الكاميرا سينتهي الأمر
    Öncelikle 1865 yılına baktılar ve bir dakika içinde insanların hedefin merkezine tek bir mermi atabildiğini gördüler. TED في البداية بحثوا في عام 1865، ووجدوا في دقيقة واحدة، أن الأشخاص أصابوا نقطة الهدف برصاصة واحدة فقط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more