Ben bir domuzum, bu boydayım ve yetimhaneden geliyorum ve yüzüm tam buradaki yüz gibi görünüyor. | Open Subtitles | , أنا خنزير , وبهذا الطول , وأنا من ملجأ الأيتام ووجهي يبدو مثل هذا الوجه تماما |
Çünkü o, benim videomdu ve yüzüm görülüyor. | Open Subtitles | سيحدث لأنّه كان فيلمي ووجهي يظهر فيه |
Ellerim ve yüzüm kan içindeydi. | Open Subtitles | يدي ووجهي كانا مغطيان بالدم |
Sinirli olduğum için ve kafam iyi olduğu için öyle söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت ذلك، لأني كنت غاضبة ووجهي كان مصاباً، لقد وقعت |
Uyuyakalıp kafam tabağa düşmeden konuyu değiştirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | فقط أحاول تغيير الموضوع قبل أن أغفو ووجهي للأسفل على قدمي |
Bir hendeğin içinde yüzükoyun uyanıyordum, gözlerim çapaklıydı kulaklıklar beni boğuyordu ve Spice Girls hala küfrediyordu. | Open Subtitles | استيقظت ووجهي للأسفل في وادي عيوني حمراء علّاقة الجوال تخنقني أغنية فتيات مثيرات لازالت تشتغل |
Söylemek istediğim şu ki zamanım geldiğinde, yüzükoyun gömülmek istiyorum. | Open Subtitles | ...وأنا فقط أريد القول عندما تحين ساعتي فإني أريد أن يتم دفني ووجهي للأسفل |
Kolum... ve yüzüm tekrar şekillendiriliyor. | Open Subtitles | .... ولكن ذراعي ووجهي |
Biliyorum kafam yumurtayla çok uyumludur. | Open Subtitles | أعرف أنّ البَيض ووجهي متشابهان |
Yapışkan hapishane zemininde bekâretim için endişelenerek yüzükoyun yere yatarken bütün öğleden sonra düşündüm. | Open Subtitles | فكّرت مليًّا بالأمر, طوال المساء ووجهي ملقيٌّ على الأرض. يقصد ماحدثُ لهُ بالسجن*. على أرضية السجن اللزجة, قلقٌ على عذريتي. |