"ووسيماً" - Translation from Arabic to Turkish

    • yakışıklıydı
        
    • ve yakışıklı
        
    Zengindi, yakışıklıydı, ve onunla bitirdin. Open Subtitles لقد كان غنياً ووسيماً وإنفصلتِ عنه
    Zengindi, yakışıklıydı, ve onunla bitirdin. Open Subtitles لقد كان غنياً ووسيماً وإنفصلتِ عنه
    - Çok genç ve yakışıklıydı. - Zavallı Fatty. Open Subtitles لقد كان شاباً ووسيماً المسكين فادي
    Sonsuza dek genç ve yakışıklı kalacak olması çok tuhaf. Open Subtitles هذا نوع من الأساطير كيف أنه لا يزال صغيراً ووسيماً للأبد
    Ama Sanjana erkek arkadaşın, akıllı ve yakışıklı olması gerektiğini yoksa Raj'ın harekete geçmeyeceğini söyledi. Open Subtitles لكن سانجانا قالت بأن الصديق المزيّف يجب أن يكون ذكيّاً ووسيماً والا فإن راج لن يتأثّر
    Genç ve yakışıklı olduğumda ve gücüm varken bir film yapardım ve onları güldürürdüm ve onları ağlatırdım. Open Subtitles حينما كنتُ شاباً ووسيماً وكانت لدىّ الطاقة... كنتُ سأتوق إلى تمثيل فيلم ٍ... وأجعلهم يضحكون...
    Ebedi gençliğinin alacakaranlığında bile yaşlı adam şeytanca zeki ve serseri bir yakışıklıydı. Open Subtitles {\pos(192,230)}حتى في وهج شبابه الخالد، كان العجوز عبقرياً ووسيماً بشكل خبيثٍ"
    Darius iyi biriydi. Zekiydi, yakışıklıydı. Open Subtitles كان (داريوس) رجلا صالحاً، كان ذكياً ووسيماً.
    ve genç, ve yakışıklı. Open Subtitles و شاباً ووسيماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more