"ووضعت" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • koydum
        
    • koydu
        
    • alıp
        
    • yerleştirdim
        
    • soktun
        
    • koymuş
        
    • taktım
        
    • bıraktım
        
    • içine
        
    • yatırdım
        
    ve ben Meksika Körfezi'nde küçük bir petrol sızıntısı yarattım. TED ووضعت عليه بقعة نفطية في ذلك النموذج من خليج المكسيك
    Bunu öğrendiğimizde, maaşını kestirttik ve eyaletin sağlık kurumlarına şikayette bulunduk. Open Subtitles عندما علمنا بهذا أنهينا منحته ووضعت التهم فى السجلات الطبية الرسمية
    Yatağımda oturdum ve başımın arkasına yastığımı koydum, sonra şöyle düşündüm, o şakada kasıtlı olarak ırkçılık yapıldığından tamamen emin değilim. TED جلست على سريري، ووضعت وسادة خلف رأسي، وأستغرقت في التفكير، لست متأكد أن القصد من هذه المزحة هو العنصرية.
    Havaalanında tuvalette üstümü değiştirdim ve onun eşyalarını çantama koydum. Open Subtitles لقد غيرت ملابسى فى المطار ووضعت أشياءها فى حقيبتى
    Bu kadın beni Nil'den çıkardı ve ayaklarımı bilgi yoluna koydu. Open Subtitles هذه المرأه إنتشلتنى من النيل ووضعت أقدامى على طريق المعرفه
    Onu cebine koydum, seninki sandığım anahtarı alıp anahtarlığına yerleştirdim. Open Subtitles ووضعت المفك بجيبه، ثمّ أخذت ما كنت أعتقد أنه مفتاحكِ و وضعته بسلسلة مفاتيحكِ
    Bunlar yaptığım resimler ve ortalarına bir tür düşünmeyi gösteren PalmPilotlar yerleştirdim, ben kavramsal sanatım. Neyim ben? TED هي لوحات رسمتها ووضعت شعار بالم بايولت في المنتصف كنوع من العرض، أنا فنان تجريدي، ما أنا؟ أنا تجريدي.
    Bunu öğrendiğimizde, maaşını kestirttik ve eyaletin sağlık kurumlarına şikayette bulunduk. Open Subtitles عندما علمنا بهذا أنهينا منحته ووضعت التهم فى السجلات الطبية الرسمية
    Michael üzerinde yıllardır çalışıyorum ve öğrenebildiklerimi bu grafikte özetledim. Open Subtitles أنا أدرس مايكل منذ سنوات، ووضعت دراساتي على هذا المخطط
    Boynuna t-shirt doladım, ve onu boğdum çünkü bu benim işim. Open Subtitles ووضعت القميص حول عنقه وقمت بخنقه لإن ذلك ما اقوم بفعله
    Mektupla eğitimde resim dersi almıştım tekrar üstünden geçmem gereken yerlere çarpı işareti koydum. Open Subtitles تلقيت دورة في الرسومات عن طريق المراسلة ووضعت تلك العلامة بالأسفل . حيث كنت أفعل ذلك مراراً وتكراراً
    Tavuk çorbası yaptım, içine nefret ettiğin otlardan koydum. Open Subtitles لقد صنعت لكِ حساء دجاج ووضعت بامية فيه وأعلم انكِ لا تحبيها.
    Onları dün gece ofisime bıraktım. Düzeltilmiş kopyaları masama koydum. Open Subtitles لقد تركته في مكتبي الليلة الماضية ووضعت النسخة المصححة في درجي
    Bu kadın beni Nil'den çıkardı ve ayaklarımı bilgi yoluna koydu. Open Subtitles هذه المرأه إنتشلتنى من النيل ووضعت أقدامى على طريق المعرفه
    Yani bu kadın seni berbere kadar takip edip çantana bunu mu koydu? Open Subtitles هل تقول أنها لحقت بك إلى الحلّاق ووضعت الوشاح في حقيبتك؟
    Ağzı için bir parça beykın, gözlerine de birer zeytin koydu." Open Subtitles ووضعت قطعة من لحم الخنزير المقدد لصنع الفم وحبتين من الزيتون للعيون
    İddiaya girerim ki, bir resmimi alıp, resmimin üstüne patates kızartması koyarak martıyı eğitmiştir. Open Subtitles هكذا دربتهم أخذت صورة ليّ ووضعت عليها البطاطس المقلية
    Sitemize küçük bir ilan yerleştirdim, insanları bu oluşuma katılmaya davet ettim. TED وقد ذهبت ووضعت إعلان صغير في موقعنا، طالبةً من الناس الإنضمام لهذه المؤسسة.
    Az önce beni tüm ülkenin önünde küçük düşürdün ve kocamı tehlikeye soktun. Open Subtitles أنت أذللتني أمام كل الدولة، ووضعت زوجي في خطر
    Ayrıca e-posta hesabımı hacklemiş ve telefonuma resmini koymuş. Open Subtitles لقد قرصنت بريدي الإلكتروني ووضعت صورتها في هاتفي
    22 yaşımdayken işten eve geldim, köpeğime tasmasını taktım ve mutat koşuma çıktım. TED عنما كنت في الثانية والعشرين، جئت من عملي ووضعت رسن كلبتى وذهبت لممارسة الجري كالمعتاد.
    Diğer evine. Kapının kilidini açık bıraktım. İçkisine hap attım. Open Subtitles بيته الآخر وتركت الباب غير مقفل ووضعت قرصاً في مشروبه
    Kalanını da bir yatırım fonuna yatırdım ama battı. Open Subtitles ووضعت ما تبقي في حساب وقائي والذي إنهار للتو.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more