"ويأتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelir
        
    • Cevap
        
    • gelmesini
        
    • geldiğinde
        
    • gelip
        
    Ve sonra kasırga gelir, ... ... ev eski olduğu halden daha iyi durumdadır. TED ويأتي الاعصار ويكون المنزل في حال افضل من مايكون عليه في هذه الاوضاع
    Genellikle bir hikaye bir zafer hikayesidir, bir mücadele hikayesi; karşı taraflar vardır, kötü veya cahil, serüvende bir kişi vardır, yolculuk yapan biri ve bir yabancı kasabaya gelir. TED عادة ما تكون القصة قصة انتصار أو نضال؛ هناك قوى مضادة، والتي هي إما شريرة أو جاهلة؛ هناك شخص في رحلة استكشافية، وشخص يقوم برحلة، ويأتي شخص غريب إلى المدينة.
    Ebeveynlerimiz bizi erkenden bırakır eşimiz ve çocuklarımız fazla geç gelir. TED يتركنا أبوانا مبكرا، ويأتي أزواجنا وابنائنا متأخرين.
    Ben USS Nautilus'tan Victoria Preston Cevap verin. Open Subtitles هذا هو فيكتوريا بريستون على المدمرة NautiIus. ويأتي في
    Eğer dördüncü duvarı yıkacaksam, kurgunun kaçıp gerçek dünyaya gelmesini isterim. TED وإن قمت بإسقاط الجدار الأربعة، اريد الخيال ان يهرب ويأتي للعالم الجديد.
    Bir rejim gidip diğeri geldiğinde işlevsel olan politikaları bile bir köşeye atıyor. TED يذهب نظام حكم ويأتي نظام آخر ويتخلصون من السياسات المطبقة الموجودة سابقًا هناك
    Amerikan meyve şirketi kasabaya gelince her zaman sarı kelebekler tarafından takip edilen bir tamirci de gelir. TED عندما تأتي شركة الفواكه الأمريكية للمدينة، ويأتي أيضًا الميكانيكي الرومانسي المتبوع دائمًا بالفراشات الصفراء،
    Ancak onun çok yavaş olacağını ve daha fazla hata yapacağını da biliyor, hastalar önce gelir. TED لكنه يعرف أيضًا أنها ستكون أبطأ وسترتكب المزيد من الأخطاء، ويأتي مريضه أولاً.
    Tekrar Cindy'nin fotoğrafı gelir altında da, ufak bir yazı olarak... Open Subtitles ويأتي في صورة سيندي وتحت ذلك، خط صغير يقول
    Şimdi lütfen konuyu kapatıp eve gelir misin? - Üzgünüm. Open Subtitles أبي، هل يمكن أن يرجى فقط الحصول على الماضي هذا ويأتي المنزل؟
    Arkadaş akşam yemeğine gidecektir, eve gelir, asansöre biner, o gün için rakamlar biter. Open Subtitles غي له العشاء، ويأتي المنزل، ويحصل في بلده المصعد، ويرى أنه يتم لهذا اليوم.
    İyi dans edersem babam beni izlemeye gelir, çünkü o zaman saçma ve zaman kaybı olmaz. Open Subtitles ويأتي أبي ويشاهدني ويحكم علي اما جيدة أو فاشله
    İstersen bana deli de ama annem her tatilde beni ziyarete gelir. Open Subtitles دعوة لي مجنون ، ولكن أمي ويأتي ولي زيارات لقضاء عطلة عيد الميلاد من كل عام.
    Su ara sıra gelir, 2-3 günde bir. Open Subtitles ويأتي الماء من حين لآخر ، كل يومين أو ثلاثة أيام.
    Hangi aptal hastayım diye yalan uydurup iş görüşmesi için işe gelir? Open Subtitles وبالمناسبة، من أي نوع من الأغبياء يتصل بداعي المرض ويأتي الى العمل لحضور إجتماع؟
    Eğer havlarsan içeri gelir ve anlar. Open Subtitles لحاء الشجر , وإذا كنت اللحاء وأعربت ويأتي , سوف نعرف.
    Süt almak için markete gider, bir paket çiklet ile gelir. Open Subtitles يذهب الى السوق للحصول على الحليب ، ويأتي إلى منزل مع مجموعة اللبان.
    Kaybeden yarın karşı takımın formasıyla işe gelir. Open Subtitles الخاسر على الخاسر أن يرتدي قميص الفريق المنافس ويأتي به للعمل غداً
    Cevap ver baba. Ben Luis. Open Subtitles ويأتي في لويس لأبي.
    Onu arayın ve klübe gelmesini söyleyin bizim korumamızdan sorumlu olacak Open Subtitles لذا يستطيع توني أن يقوم بعمله. اتصل به واطلب منه أن يحضر قناصته المحترفين ويأتي إلى الملهى
    Şükran Günü geldiğinde, istediği kadar siyah et ikram edebilir. Open Subtitles يضغط الزر ويأتي عيد الشكر ويقدم اللحم المتفحم
    Birçok farklılık çalışması yaptım, insanlar seminerin başında gelip diyecekler ki; TED تعلمون، أقوم بكثير من العمل في مجال التعددية، ويأتي الناس لي في بداية ورشة العمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more