Bu manyak Köpekkafa Adam benim dolabımda yaşıyor ve eşyalarımı karıştıran afacanları yiyor. | Open Subtitles | ذلك الرجل المجنون برأس كلب يعيش بخزانتي ويأكل الاطفال الصغار الذين يعبثون بأشيائي |
Kamarasına hiç inmiyor, köprüde yiyor, ayakta uyuyor. | Open Subtitles | ولم ينزل قط ويأكل على القمرة ويستمر بالوقوف هكذا |
En azından et yiyen şişman bir insan fare değil. | Open Subtitles | على الأقل هيَ ليست إنساناً بديناً بصفات هامستر ويأكل اللحم |
Hamile kalmak için erkekleri cezbedip sonra onları yiyen tropik dişi böcekler gibiyim. | Open Subtitles | أنا مثل الحشرات الاستوائية الإناث أن ينكح الرجل في تلقيح الذاتي ويأكل منها. |
Göç etmez, yuvasının yakınlarında kalır ve yerel restoranda yemek yer. | Open Subtitles | لا يهاجر ويبقى في الأحياء ويأكل من المطعم الشعبي |
... berbat saç kesimli aç bir zorba, hamburgerleri yeme fırsatı elde eder. | Open Subtitles | ولد شقي جائع بشعر سيء يأتي ويأكل كل الشطائر |
Şimdi yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, ...yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli." | Open Subtitles | والآن لعله يمد يده ويأخذ من شجرة الحياة أيضا ويأكل ويحيا إلى الأبد |
yiyordu ve bağırıyordu, bağırıyordu ve yiyordu. | Open Subtitles | يأكل ويصرخ، يصرخ ويأكل |
Kanepede oturan garip bir arkadaş var tostan munşukunu yiyor. | Open Subtitles | أبى، هناك شخص غريب يجلس على الأريكة يتناول الشاي ويأكل التوست |
Yarı insan, yarı kerkenkele. Rakiplerini yiyor. | Open Subtitles | إنه مثل نصف إنساني ونصف سحلية ويأكل أعدائه |
Andrew dolapların üzerinden atlıyor ve bulaşık deterjanı yiyor. | Open Subtitles | أندرو يقفز من الاعلى للأسفل ويأكل البسكويت |
Hemşirelere göre sürekli oraya gidiyor ve akşam yemeğini onunla yiyor. | Open Subtitles | يذهب إلى هناك ويأكل عشاءه هذا ما تقوله الممرّضات |
Ne söylersen yapıyor ve çatıda önüne ne atarsan yiyor. | Open Subtitles | إنه يفعل كل ماأطلبه منه ويأكل كل ماأرميه له على السطح |
Oturmuş karşımızda bizim şarabımızı içiyor biz ölürken kusana kadar yiyor. | Open Subtitles | إنه يجلس هنا ويشرب نبيذنا ويأكل حتى الشبع بينما نموت. |
Evet, seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama insanları öldürüp etlerini yiyen bir canavar değilmiş bildiğin normal bir insanmış. | Open Subtitles | نعم، لكن أكره أن أخيب ظنك لم يكن وحش يركض في الإنحاء ويقتل الناس ويأكل لحمهم بل كان بشري طبيعي |
Bizimle aynı yemeği yiyen, aynı ranzalarda yatan. Beni dövenlerin arasından biri. | Open Subtitles | لما لا, واحدا من الفتيان يشاركنا فى فراشنا,ويأكل من طعامنا. |
Bu, kokulu çayır otunda otlayan, kabuğu soyulmuş narlar yiyen ve geceyi İyi Yiyeceğin Hanı'nda geçiren bir eşektir. | Open Subtitles | .. الحمار الذي يرعي أعشاب المروج المعطرة ويأكل الرمانات الحلوة المقشرة ويقضي الليل في حانات الغذاء الشهي |
Nefes alır, yemek yer ve uyur. | Open Subtitles | انه يتنفس ويأكل وينام |
"Yatağımızı paylaşır ve masamızda yemek yer." | Open Subtitles | ويأكل على طاولتنا" |
Ayda 50 bine kendi Ferrari'lerini kullanmalarına ve her gece Nobu yeme hakkına sahipler. | Open Subtitles | خمسين ألف شهرياً تضع المالك " يقود " فيراري ويأكل في " نوبو " كل ليلة |
Bana yeterince uyuyup uyumadığını, sebzelerini yiyip yemediğini mi soruyorsun? | Open Subtitles | -أنتَ تسألني ما إذا كان يحظى بنومٍ كافٍ ويأكل خضراواته؟ |
Chuck, cebinde 3000 dolar varken evsizler gibi yemek yiyordu. | Open Subtitles | "3000 دولار في جيبه ويأكل كمشرد" |
İnsan bu harika kuşları vurup yiyebilir mi? | Open Subtitles | أى شخص يمكنه أن يصيد ويأكل هذه الطيور الرائعة |