Sağa sola koşturan vahşi, iri yapılı bir grup köpeğin olacak, sonra mesela bir karting pisti inşa edeceksin. | Open Subtitles | وبضعة كلاب يركضون حول البرية ويبنون شاحنة مليئة |
İstasyonlardaki insanlar, evleri inşa edenler o senin sevdiğin çiftlik sosunu yapanlar. | Open Subtitles | يتحكمون بالمحطات ويبنون المنازل ويطبخون جميع الأكلات التي تحبها |
Bu yüzden insanlar binaları alıyor, yıkıyor ve tekrar inşa ediyor. | Open Subtitles | لذلك الناس يشترون ويهدمون الأسفل ويبنون للأعلى |
Ve hepsi öğretmenlerin, çiftçilerin, tüccarların işçilerin toplanması. Harika bir yarın için, çalışan, oy veren, inşa eden, planlayan ve dua edenler. | TED | وكل ماعليه الأمر, اجتماعٌ لأستاذة, مزارعين, تجار, عمال. اولائك الذين يعملون, ويقترعون, ويبنون, و يخطوطون, ويتضرعون لغدِ عظيم |
Özel gemiler inşa edip, bu gemileri en uzak noktalara yollayıp, en mavi buz dağını ararlar. | Open Subtitles | ويبنون بعض السف الخاصة ويبحروا بها الى اخر الاماكن التى يمكن الوصول اليها ويبحثون عن الجبل الثلجى الأزرق الذى يعثرون عليه |
Sesleri kısılıp birşeyler inşa etmekten muaflar mı? | Open Subtitles | هل اقلعوا عن الصمت ويبنون الآن |
Bak, Union Allied'in arkasinda her kim varsa, ve ya kendilerine ne diyorlarsa Elena gibi insanlari sindirmeye calişiyorlar boylece onlari evlerinden edip yerine kimsenin karşilayamayacagi konutlar inşa ediyorlar. | Open Subtitles | أياً كان وراء "إتحاد الحلفاء" أو أياً كان ما يلقبون أنفسهم، فهم يحاولون خنق أشخاص مثل (إلينا) كي يقومون بسلب منازلهم منهم ويبنون شقق لا يمكن لأحد تحمل نفقتها. |