"ويبيعها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sattığını
        
    • satıyormuş
        
    • satıyor
        
    Sevgilisi, Frank Green'in içki taşıyan kamyonları kaçırıp, Central Caddesi'nde yarı fiyatına sattığını biliyordum. Open Subtitles عموما أنا أعرف صديقها فرانك غرين الذي يسرق عربات المشروبات الكحولية ويبيعها بنصف سعرها في أماكن في الشارع العام
    Onlara, doktorlarından birinin nasıl ilaçları çalıp karaborsada sattığını anlatalım. Open Subtitles فلنتحدث إليهم فلنخبرهم أن أحد أطبائهم يسرق الأدوية ويبيعها بالسوق السوداء
    Joey'nin yazlıklardan antikaları çalıp... şehirde tüccarlara sattığını herkes bilir. Open Subtitles الكل يعلم أن "جو" يسرق الأغراض القديمة من الأكواخ الصيفية ويبيعها لتاجر في المدينة
    Sonra bu titizlikle üretilmiş kimlikleri alıp dünyanın en tehlikeli suçlularına satıyormuş. Open Subtitles ومن ثم يأخذ تلك الهويات المُزيفة بدقة ويبيعها لأكثر مُجرمين العالم خطورة
    Promosyon ürünlerini oradan çalıp satıyormuş. Open Subtitles كان يأخذ مواد ترويجيّة "ويبيعها..
    İstihbarat bilgilerini çalıp, parayı verene satıyor ve arkasında bir dizi ceset bırakıyordu. Open Subtitles يسرق المعلومات ويبيعها لاي احد يدفع مخلفاً العشرات من الجثث في طريقه
    Teknolojilerimizi alıyor ve dünyaya satıyor. Herkesle anlaşması var. Open Subtitles يسرق كل التكنولوجيا ويبيعها للعالم عقد الصفقات مع الجميع
    - Malları çok kötü satıyor. Open Subtitles يشتري بضاعه سيئة بأموالنا ويبيعها في الشوارع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more