"ويجب عليه" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    Onların konuşmalarının bir parçası değilim, bu dünyadaki başka kimse değil ve aralarındaki bu konuşma sonsuza kadar devam edebilir ve etmelidir. TED هما في حديث لست جزء منه، لا أحد في العالم جزء منه، وهو حديث يمكنه ويجب عليه أن يستمر لحياتهما بكاملها.
    Prensi kendine aşık etmek, ve onu öpmesini sağlamak zorunda. Open Subtitles يجب عليها أن توقع الأمير في هواها, ويجب عليه ان يُقَبـ..
    Tadı domuz pisliği gibi. ve o bunu bilmeli. Open Subtitles طعمه مثل تغوط لحم الخنزير ويجب عليه أَن يجب عليه ان يعرف
    Yönetebilecek ve yönetmesi gereken birisiniz. Open Subtitles شخصاً يمكنه ان أن يكون حاكماً ويجب عليه أن يحكم
    Foster, istediğini alana kadar durmayacak ve bunun için hayatındaki en iyi performası sergilemeli. Open Subtitles فوستر سيتوقف عند أي شيء ليحصل على ما يريد ويجب عليه أن يقوم بأداء العمر
    Sonra bir şey olur bir anlaşmazlık olur, adam da bunu çözüme kavuşturur ve hayatı daha iyiye gider ya? Open Subtitles ثم يحدث شيء ما كـ صراع ويجب عليه حله وبعد ذلك تتحسن حياته؟
    Bu durum kontrolden çıktı ve artık durmalı. Open Subtitles الوضع بأكمله خرج عن السيطرة ويجب عليه التوقف.
    ve o da onlara olmadıklarını söylemek zorunda kalıyormuş. Open Subtitles ...ويجب عليه إخبارهن أنهنّ أنهنَّ لسنَ حوامل
    ve onu tek yapması gereken bırakmak ve sana katılmak. Open Subtitles ويجب عليه أن يستسلم ويتفق معك.
    Mantıklı şüpheleri olduğunu düşünüyorum ve olmalı da. Open Subtitles أعتقد أن لديه شك معقول,ويجب عليه ذلك
    Seni etkilemeye çalışıyor Kardeşi gibi olmaya çalışıyor, ve olmalı. Open Subtitles هو يحاول إبهارك هو يريد أن ... مثل أخية .. ويجب عليه ذلك
    ...saldırgan, kadının kocasının istediği ve yargıçların onayladığı miktarda para cezasına çarptırılacaktır. Open Subtitles فإنّ ذاك الرجل يُغرّم بقدر مطالب زوج المرأة "ويجب عليه الدفع بحضور القضاة
    Ben iyiliğe ve kötülüğe ve iyiliğin üstün gelmesi gerektiğine de gelebileceğine de inanıyorum. Open Subtitles ... الآن، أنا أؤمن بالخير و الشر وذلك الخير يمكنه ويجب عليه أن يسود
    Tom Tucker'ın 20 dakkası olduğunu bildiğinden emin ol ve sadece kitap hakkında konuşacak-- kişisel sorular yok,tamam mı? Open Subtitles تأكد ان (توم توكر) لديه عشرين دقيقة ويجب عليه التكلم بشأن الكتاب فقط لا أسئلة شخصية,حسنا
    ve devam ediyoruz Open Subtitles ويجب عليه الإستمرار
    ve bedelini ödeyecek. Open Subtitles ويجب عليه أن يدفع الثمن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more