İki saat boyunca konuşuyor ve soruları cevaplıyor. | Open Subtitles | لمدة ساعتين، كان يتكلّم ويجيب عن الأسئلة |
Mark Wayland burada, Jenny ve Shane'le konuşuyor, soruyu cevaplıyor, "Beklentilerin neler yaşayacağın yerden?". | Open Subtitles | (مارك ويلاند) هنا يتحدث إلى (جيني) و(شين) ويجيب السؤال "مالذي تبحث عنه في مكان للعيش؟" |
Burada durup soruları cevaplayacak zamanım yok. | Open Subtitles | أنا ما عندي وقت إلى جناح حول ويجيب أيّ أسئلة. |
"Bu sefer, bir seferliğine karşımdaki, avazı çıktığı ölçüde soruyu ilk soruşumda cevaplayacak." | Open Subtitles | "هذه المرة ولأخر مرة، سيستغنى العميل عن كل التهديد والوعيد والتحدي، ويجيب على السؤال بمجرد طرحه لأول مرة" |