Freudstein'in evi beni berbat bir biçimde mıknatıs misali kendine çekiyor ve de korkutuyor. | Open Subtitles | بيت فرودشتاين؛ يجذبني مثل مغناطيس جهنمي ويخيفني |
Çaresiz insanlarla dolu bir evin içindeyim ve onun gelişi beni korkutuyor ama sen yanımda yoksun. | Open Subtitles | أنا هنا مع منزل ملئ بالبؤساء ويأتي هنا ويخيفني وانت لست هنا |
Sonunun senin gibi olabileceğini düşünmek beni korkutuyor. | Open Subtitles | ويخيفني بشدة أن أفكر أنها قد تصبح مثلك |
Beni de korkutuyor Bay Kent. | Open Subtitles | ويخيفني أيضاً ياسيد كينت |
Dale ve Hershel'i tehdit etti. İnsanları ve beni korkutuyor. | Open Subtitles | لقد هدد (دايل) و(هيرشيل) ويخيف الناس ويخيفني |
ve bu beni ölümüne korkutuyor dehşet verici bir durum. | Open Subtitles | ويخيفني حتى الموت، إنه مرعب |
Beni korkutuyor. | Open Subtitles | ويخيفني |
Bu, beni korkutuyor. | Open Subtitles | ويخيفني |