Bu, Avrupa'da, kara delik yaratıp, evreni yok edecek şey, değil mi? | Open Subtitles | أليس ذلك الشيء الذي في أوروبا والذي سيكون ثقب أسود ويدمر الكون؟ |
Ancak ilk robot dışında başka bir fırın-robota yüklenirse sıfır robotu talimatları geçersiz kılacak ve bu süreçte veri kristalini yok edecek. | TED | ولكن إذا تم تحميله على أي فرن آلي غير الأصلي، سيتجاوز الآلي الصفري التعليمات ويدمر كريستالة البيانات في العملية. |
Alex Rockwell in idam sebebi Peder Douglas Nabors, Ted Widmer ve Connor Freeman cinayetleri. | Open Subtitles | يتم تنفيذه اليكس روكويل لجرائم القتل الأب دوغلاس نابورس، تيد ويدمر وكونور فريمان. |
Rockwell ve Widmer arasında bir bağlantı bulabilirsek. | Open Subtitles | بين روكويل ويدمر. |
Mısır'lıları yeniyor, onları Kızıldeniz'de boğuyor, şehirleri yok ediyor, kızıyor. | TED | فهو يهزم الفراعنة بإغراقهم في البحر الأحمر, ويدمر المدن, ويثور. |
Kazan patlıyor, oteli yok ediyor ve baba ölüyor. | Open Subtitles | حسناً ,السخان ينفجر ويدمر الفندق والاب يموت. |
Hayallerinin kızını bulduğunu düşündüğün anda altına kaçıran alkolik babasının çıkagelmesi her şeyi mahvediyor ve suçlusu ben mi oluyorum? | Open Subtitles | في الوقت الذي تظن بأنك حصلت على فتاة أحلامك يظهر أباها المخمور والمتهور ويدمر كل شيء وهي تلومك؟ |
Bu saçma makale hayatımı mahvediyor. | Open Subtitles | هذه المقالة غبي ويدمر حياتي. |
1000 Mavi Göz gücünde güç oluşacak. Hem kendini hem de başkalarını yok edecek. | Open Subtitles | يولد 1000 ضعف قوة هذا التنين ويدمر نفسه بالإضافة لأي شيء أريده |
Eğer ona koordinatlarınızı verirsek, filosuyla gelip Anubis'i yok edecek. | Open Subtitles | إذا أعطيناه موقع عالمكم سيحضر أسطول ويدمر * أنوبيس * |
Ya isteyerek sürüsünün bir parçası olacaksın ya da senden bir katil yaratıp Gerçek Alfa olma potansiyelini yok edecek. | Open Subtitles | إما أنك ستصبح فرداً من جماعته بإرادتك، أو أنه سيجعلك قاتلاً ويدمر إمكانية كونك ألفا حقيقى |
Zaman ağını çözüp kendi kalbini onarmak için milyarlarca kalbi yok edecek. | Open Subtitles | وسيحل نسيج الزمن ويدمر مليار مليار قلب، ليشفي قلبه |
Memnon beni buraya kadar izleyip bu insanların hepsini yok edecek. | Open Subtitles | ميمنون سيتبعني هنا ويدمر هذا الشعب. |
Benim oğlum da yeni bir düzen getirecek ve eskisini yok edecek. Hayır. | Open Subtitles | وابني سيبدأ عصر جديد ويدمر القديم |
Girdikten sonra hücreyi tamamen yok ediyor ve diğer hücreye geçiyor. | Open Subtitles | عندما يلتحم , يخترقها ويدمر الخلية تماما قبل أن ينتقل للخلية الأخرى |
Onu öldüren erkek veya kadın onu parçalara ayrıyor ve devamında bir sonraki gece kullandığı laboratuvara gidip bütün bilgilerini yok ediyor. | Open Subtitles | ويقوم بقتلها ويقوم بتفكيكها وفي اليوم التالي يذهب للمعمل الذي تستعمله ويدمر بياناتها |
Her şeyi yok ediyor yeniden başlatmak için. | Open Subtitles | ويدمر كل شيء، و ولكن فقط للبدء من جديد. |
Gul'dan'in Fel büyüsü bizi mahvediyor. | Open Subtitles | السحر فل Gul'dan ويدمر لنا. |