| En sonunda kabullenip susmuşlar oysa onların da diğerleri gibi gözleri, elleri ve hisleri var. | Open Subtitles | واخيراً هم هادئون تماما وعلى الرغم من أنهم يعيشون كمخلوقاتٍ حية مع أعصاب وعينين ويدين |
| Ben cildi güzel ve elleri yumuşak bir taşra ahmağıyım. | Open Subtitles | أنا مجرّد فلاح غبي، ذو بشرة جميلة ويدين ناعمتين |
| Uzun bukleleri ve mükemmel küçük elleri vardı. | Open Subtitles | كان لديه جدائل طويلة ويدين صغيرتين. |
| Ki o çok kötü bir poker oyuncusudur ve bana 138$ borcu var. | Open Subtitles | وهو لاعب بوكر سيء للغاية ويدين لي ب 138 دولار |
| O zamandan beri bana bir iyilik borcu vardı. | Open Subtitles | وقمت بإنقاد حياته. ويدين لي بمعروف مند ذلك الحين. |
| -Paige Whedon? | Open Subtitles | -بيج ويدين " ؟ " |
| Zarif elleri. | Open Subtitles | شعرُ جميل ويدين رائعة |
| Ayrıca bana bir iyilik borcu olan uslanmaz bir kumarbaz. | Open Subtitles | أعني، هو أيضا مقامر تتدهور ويدين لي معروفا. |
| Onun borsacisiyim. 2.5 Milyon Dolar borcu var, ve eger Cuma'ya kadar ödemezse... | Open Subtitles | أنا وسيطه المالي ويدين بمليونين ونصف المليون دولار وإذا لم يدفع بحلول يوم الجمعة... |
| Bana borcu var, halledeceğim. | Open Subtitles | ويدين لي. سأجعله فقط... |
| Bana borcu var. | Open Subtitles | ويدين لى بخدمة |
| Bana borcu vardı. | Open Subtitles | ويدين لي بخدمة |