| Büyüyen beyin çatlakları var ve ameliyat olmayı reddediyor. | Open Subtitles | لديه تكدّماتٌ دماغيّةٌ منتشرة، ويرفض الجراحة |
| Size bununla geldiğim için biraz utanıyorum ama benim gay olmaktan utanan bir arkadaşım var ve açığa çıkarmayı reddediyor. | Open Subtitles | أشعر ببعض الحرج بالمجيء لك بهذا الموضوع لكن لدي صديق خجل من شذوذه ويرفض التصريح به |
| Şey, neredeyse öldürüldüğü için koruma altında tutuluyor ve konuşmayı reddediyor. | Open Subtitles | حسنٌ، إنه يتعافى لأنه كاد يُقتل ويرفض التحدُث. |
| Çalışmayı reddediyor, emirlerime uymuyor. | Open Subtitles | يرفض ان يطيعني ويرفض القيام بعمله. |
| Gerçekler önünde olduğu halde onlara inanmayı reddeden adamım. | Open Subtitles | انا الرجل الذى ينظر الى الحقيقة امامه ويرفض ان يتقبلها |
| Benden nefret edip, saltanatımı reddeden insanların da aynısını yapacağına eminim. | Open Subtitles | ولا أشك في أن مَن يكرهني ويرفض حكمي سيفعل المثل |
| İlerlemiş prostat kanseri teşhisi kondu ve tedavi olmayı reddediyor | Open Subtitles | يتطور بمرحلة سرطان الخصية ويرفض أي علاج |
| Görünüşe göre ciddi miktarda borçlanmış ve ödemeyi reddediyor. | Open Subtitles | يبدوا انه واقع في دين كبير ويرفض دفعه |
| Krista onu görmeyi reddediyor. Buna hazır değil. | Open Subtitles | ويرفض (كريستوفر) رؤيته وهي غير مستعدة لذلك |
| prostat kanseri var, ve tedavi olmayı reddediyor aman tanrım çok üzgünüm çok üzgünüm | Open Subtitles | ويرفض العلاج يا إلهي آسفة |
| Günde 18 saat uyuyor, yıkanmayı reddediyor. | Open Subtitles | ينام 18 ساعة ويرفض الاستحمام |
| Luftreiber sözleşmesini sızdırdın ve şimdi de Almanlar iş birliğini reddediyor. | Open Subtitles | (لقد نشرتم عقد (لوفتريبر ويرفض الألمان التعاون الآن |
| Tüm sebepleri hiçe sayarak boşaltılmayı reddeden ama gelişen... | Open Subtitles | في تحدي للمنطق ويرفض أن يتم إقصاؤه ولكنهمتنامي... |