"ويزداد" - Translation from Arabic to Turkish

• giderek
• ve artıyor
• daha da
• ve gittikçe
• ve yükseliyor

Bu çok zor bir şey. Önümde idam edildiğini gördüğüm insanlar giderek artıyordu.
ويزداد الامر صعوبة وزادت عمليات الاعدام امامي

Ama kaybolduk ve bu aptal bataklık giderek derinleşiyor.
لكننا سخيف المفقودة وهذه المستنقعات غبي ويزداد عمقا.

Dakikada 30 atış. BP 60 üstü 40 ve artıyor.
نبضاتها 30 نبضة في الدقيقة ضغط الدم60على40 ويزداد

! Bilmiyorum! 600 ps. ve artıyor.
ستمائة باوند لكل انش مربع ويزداد

Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle zamanla daha da bulanıklaşıyor.
إنه خط غامض جدا، ويزداد غموضا في كل وقت ونحن نسجل ملاحظات أكثر.

Güneş her geçen gün daha da yükseliyor ve ısınıyor.
تطلع الشمس علواً أكبر ويزداد دفئها مع كل يومٍ يمرّ

Dışarısı çok kötü ve gittikçe de kötüleşiyor. Ama beni köşeye sıkıştırdı.
فالعالم بالخارج سيئ، ويزداد سوءًا يوميًا ولكنها لا تمنحني خيارًا هنا

Isının yarattığı basınç 82,73 bar ve yükseliyor.
الضغط الناتج عن الحرارة يبلغ 1200 ويزداد

"Bulletin of Atomic Scientists" okuduğum zaman sona ne kadar yaklaştığımızı görmek beni endişelendiriyor, giderek de yaklaşıyoruz.
ويقلقني الأمر عندما أقرأ "نشرة علماء الذرة" وأجد الآن أننا على بعد دقيقتين من منتصف الليل، ويزداد قربًا.

İki gün içinde, vücudumun her yerine yayıldı, ve giderek hızlanıyor.
خلال يومان، غزا كل جسدي ويزداد سرعة

Ayının şansı iyice azaldı ve açlığı giderek artıyor.
ضاعت فرصة الدّبّ، ويزداد جوعه

Şişlik giderek kötüleşti.
ويزداد التورم سوءً

- 1900 papel ve artıyor. - Hadi canım!
1900 دولار ويزداد غير ممكن

Yükseklik 18,000 m ve artıyor.
-الإرتفاع 18 ألف قدم ويزداد

Ve biz işi batırdık. Fırtınayı o kontrol ediyor, ...ve her geçen saniye daha da güçleniyor.
وإننا فشلنا، إنه يتحكَّم بالزوبعة ويزداد قوة لحظيًّا.

Ama babası, çok ters bir ihtiyardır her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
لكن أباه، كما تعلمون، إنّه كهل صعب المراس ويزداد سوءًا يومًا تلو الآخر،

Çocukluk kâbusu ve gittikçe de kötüleşiyor.
كابوس الطفولة ويزداد الأمر سوءا

Ateş gibi yükseliyor, ve yükseliyor.
"مثل الحمى, يزداد ويزداد"