"ويشتري" - Translation from Arabic to Turkish

    • satın
        
    Tabii kaydolur, bir yurt seçer ve kitaplarını satın alırsa. Open Subtitles أفترض أنّه يسجّل نفسه الآن، ويختار غرفته الجامعيّة ويشتري الكتب.
    Harika bir gözü var ve sadece en iyileri satın alır. Open Subtitles لديه عين عظيمة ويشتري الأفضل فقط ، مثل هذه السجادة
    Birileri bütün Beverly Hills'i satın alarak gelecekte gayrimenkul sahibi olmaya çalışıyor. - Burr ve Swain, bu iş sizin. Open Subtitles أحدهم يحاول الاستيلاء على سمسرة العقارات ويشتري
    Kocanız borçla Amerikan ve yabancı hisse senedi satın alıyor ve bunları güvence olarak gösteriyor. Open Subtitles زوجك يبيع ويشتري سندات أمريكية وأجنبية ليستفيد بفرق السعر ويستعمل هذه السندات المالية كتأمين
    Eyalet dışından bir mermi şirketinin Bay Santori'ye aşırı benzeyen bir temsilcisi Lex Şirketi elemanlarından oy hisselerini satın almaya çalışıyormuş. Open Subtitles ممثل عن شركة وهمية بالخارج يشبه بشكل كبير السيد سانتوري هذا يتصل بصمت بموظفي شركة ليكس ويشتري أسهمهم
    Tamam, İngiltere'de başlayan bir gösteri hakkındaki bir gösteri ve Amerikan medyası tarafından satın alınıp tekrar Amerika için modernize edildi. Open Subtitles حسناً، إنه مسلسل يدور حول مسلسل زائف يبدأ في المملكة المتحدة ويشتري حقوقه شبكة أمريكية ليعاد تنقيحه وإنتاجه في الولايات المتحدة
    Buraya hemen hemen her hafta gelir ve çocuk giysisi satın alır ama hep farklı bedenlerde olur. Open Subtitles "إنّه يتردد علينا كلّ أسبوع تقريبًا ويشتري ثياب أطفال" لكنّه دومًا ما يشتري ثيابًا ذات مقاسات مختلفة
    satın almak üzere hurda metal parça arıyordu. Open Subtitles يبحث عن بقايا معادن ويشتري أجزاء
    Büyük bir yat satın alır ve tekrar Fransa'ya yelken açar. Open Subtitles ويشتري يختا كبيرا ويبرح عائدا الى فرنسا
    Eşcinsel bir adam gelip yaşlı ailelerin oturduğu mahalleleri satın alıyor. Open Subtitles أن يأتي رجلٌ شاذٌ ويشتري
    Hayır, Brant beş yıldır hapisteydi. Bir ev satın alması imkansız. Open Subtitles كلّا، (برانت) كان سجينًا لـ5 أعوام هيهات أن يخرج هكذا ويشتري منزل
    Simon Stern içeriye damlar, gözünün önünde mekânı satın alır ve senin hayalini çalar. Open Subtitles وسينقض (سيمون ستيرن) على الفريسة ويشتري المكان أمامه ناظريه مباشرة بينما يسرق حلمك
    Teksas'ta vibratör satışı yasak, ama sıradan vatandaş spor mağazasına gidip çok rahat pompalı tüfek satın alabiliyor. Open Subtitles القضبان الصناعية غير شرعية في (تكساس). لكن بوسع أيّ مواطن دخول متجر معدات رياضية ويشتري سلاحًا.
    Tüm kıyafetlerini Bloomingdale'den satın alıyor. Open Subtitles ويشتري كل ملابسه من (بلومنغدال)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more