"ويصدر" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    Dikenlerle süslenmiş ve göz alıcı bir ışık yayan kalp adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi. TED محاط بحزام من الشوك ويصدر منه نور سماوي، وفد أصبح شعاراً للحب الرهباني.
    Göğsünün gürültüyle şiştiğini ve göz bağının altından akan gözyaşlarını gördüğümde zar zor konuşabildim. Open Subtitles بالكاد اتحدث عندما أرى صدره يتنهد ويصدر صوتا ونهر من الدموع ينزل من تحت عصابة عينيه
    4 ayaklı ve keneli şey nedir? Open Subtitles ما الشيء الذي لديه أربعة أرجل ويصدر صوت تكتكة؟
    ve tıpkı ihtiyar bir adam gibi, sıvı kaçırıyor, kötü kokuyor, ve arkadan garip sesle çıkartıyor. Open Subtitles ومثل أي رجل عجوز تماماً يسرب سوائل ، ورائحه عفنه ويصدر أصوات غريبه في الخلف
    Tek yapması gereken videoyu paylaşmak, ...arkasına yaslanmak ve talimatları vermek. Open Subtitles كل ما عليه هو إطلاق ذلك الشريط يجلس على ظهره يتابع السوق ويصدر أوامر المضاربة
    Yüksek hızlı parçacıklar ve muazzam büyüklükte enerji. Open Subtitles به جسيمات عالية السرعة ويصدر كميات هائلة من الطاقة
    Benimle yabancı film izler ve bütün sesleri taklit eder. Open Subtitles ويشاهد معي كل الأفلام الأجنبية ويصدر كل الأصوات
    Bir dilim tost palabıyıklı iki adam robot sesleri çıkaran gümüşe boyanmış bir adam Garmanarnar üç onlara sonra dönerim, erkeklerin içinden görebildiği bir delik ve 25. kez peşpeşe yıldan sonra yeniden karşınızda Bobby Moynihan! Open Subtitles قطعة خبز ورجلين يمتلكان شاربين معقوفين ورجل يرسم بالفضة ويصدر إزعاجاً كالآلات غار مانارنار
    Soyunup duş alacaksınız ve size bir üniforma verilecek. Open Subtitles سوف تخلعون ثيابكم، تستحمون ويصدر لكم زي موحد.
    Şey, James, adamlar yüksek dozda elektriğe maruz kaldılar ve yerde öylece yatıyorlar, yani hayır devam edemeyecekler. Open Subtitles حسنًا جيمس إنهم كانوا تجربة لجرعة كهربائية أخلاقية والآن يرقدون على الأرض ويصدر منهم أزيز بالتالي هي لا
    İki eli ve bir sürü tikleri olan ve gergin takılan şey nedir? Open Subtitles ما الشيء الذي له يدين، دائم الحركة، ويصدر الكثير من الأصوات؟
    Komutan vericiyi takıyor ve alıcıyı takan askerlere elektro-telepatik sinyaller aracılığıyla emir gönderiyor. Open Subtitles يرتدي القائد الناقل، ويصدر أوامر من خلال إشارة تخاطرية كهربائية إلى هذا المستقبل الذي يرتديه الجندي.
    Dahası üretilen tüm gıdaların yaklaşık üçte biri yenmiyor ve atık gıdalar küresel sera gazlarının yüzde sekizini yaymakta. TED علاوة على ذلك، ما يقرب من ثلث جميع المواد الغذائية المنتجة لا يؤكل، ويصدر الطعام المهدر ثمانية بالمئة من الغازات الدفيئة.
    Yaptığım herşey-- iyi,kötü,çirkin-- tüm dünyanın hakkında yorum yapması ve yargılaması için oradaydı. TED كل ما فعلته -- جيد، سيئ، قبيح -- كان هناك ليعلق عليه العالم ويصدر الأحكام.
    Eğer Uranyum-235 termal netron soğurmaya uğrarsa, iki çekirdeğe ayrılır ve serbest nötron yayar. Open Subtitles إذا خضع اليورانيوم -235 لإمتصاص النيوترون الحراري فأنه سينشق إلى نواتين ويصدر نيوترونات حرة
    Şurada acı çeken biri var ve muhafız uyuyup vahşi bir köpek gibi horluyor! Open Subtitles لست أنا، تحت هاهنا، هناك في النزع الأخير! والحارس يبدو نائما، ويصدر شخيرا كما الكلب المسعور.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more