Yalnız kalıyor ve kimse onu anlamıyor sanıyor. | Open Subtitles | يقضي كثيراً من الوقت وحده ويظن أنه لايوجد من يفهمه |
Şimdi kızın sevdiği çocuk birinci sınıfta, futbol takımının kaptanı diye kendini tanrının bir lütfu sanıyor ama bence tek yaptığı, kızı çantada keklik gibi görmek... | Open Subtitles | كان عندها هذا الشاب، إنه طالب ثانوي، كابتن فريق الكرة، ويظن أنه هدية من الرب، |
Lanet olsun, adamla bir oyun oynadılar diye hayatını ona borçlu sanıyor. | Open Subtitles | اللعنة , إنه يلعب الشطرنج مع ذلك الرجل ويظن أنه يدين له بحياته |
O bir suçlu ve bu işten paçasını kurtarabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | إنّه مذنب، ويظن أنه سينجو بفعلته. |
Alzheimer hastasıymış. Ayakkabı mağazasında olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | إنه مصاب بالزهايمر ويظن أنه بمحل أحذيه |