"ويعملون" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • çalışan
        
    • çalışarak
        
    • yapıyorlar
        
    • çalışacaklar
        
    Doktorlar duruma el koydu... ve bir tedavi yöntemi bulmaya çalışıyorlar. Open Subtitles الأطباء يسيطرون جيداً على الوضع ويعملون على إيجاد علاج ليلاً نهاراً
    dünyanın her yerinden insanların yaşadığı ve çalıştığı uluslararası bir şehir. Open Subtitles المدينة الدولية التي يعيش فيها الناس ويعملون من جميع أنحاء العالم
    Evden çalışan, evde oturan ve kariyer sahibi eşlerine evden destek olan erkekler tanıyorum. ve bu çok zor. Annem-ve-ben aktivitelerinden birine gittiğimde TED اعرف رجالا يبقون بالمنزل ويعملون بالمنزل ليدعموا زوجاتهم ذوات المهن وذلك صعب. عندما اذهب الى نشاطات الامهات وبناتهن
    Biz buraya gelip sıkı çalışarak alnımızın akıyla para kazanıyoruz. Open Subtitles ، الناس الذين يأتون إلى هنا ويعملون بإجتهاد ويجعلون لأنفسهم سمعة جيدة
    Her şeyi bırakıp yönetimle çalışıyorlar, işbirlikçi ve yapıcı bir şekilde, şirketin mali performansını geliştirmek için değişim yapıyorlar. TED سيتركون كل شيء ويعملون مع الإدارة، بتعاون وبشكل بناء، للقيام بتغييرات لتحسين الأداء المالي للشركة.
    Bu Yunanlar Makedonya'ya günleri dolana kadar toprak sürüp madenlerde çalışacaklar. Open Subtitles -هؤلاء اليونانيون من مقدونيا -سيستصلحون الاراضى ويعملون فى المناجم حتى نهاية عمرهم
    ve kadınlar çalışkandır: dikkatlidirler; harıl harıl çalışırlar. TED والنساء هن المجتهدات : فهن مركزات ، ويعملون بجدية.
    Bunlar gönüllü konseylerdir ve atanmış avukatlarla belediye binasında, hatta ticaret odasında çalışırlar. TED وهي مجالس تطوعية، ويعملون مباشرةً مع محامٍ بالتعيين داخل دار البلدية أو حتى غرفة التجارة.
    Ama şimdi ülkede kalabilir ve farklı şantiyelerde çalışabilir ve ailelerini geçindirmek için para kazanabilirler. TED لكن الأن بإمكانهم ان يبقوا في البلاد ويعملون في مواقع بناء مختلفة ويحصلون على مال ليطعمون به عائلتهم
    12 değişik endüstride, dünya çapında 7 ülkede çalışan 16 erkek ve kadını inceledik. TED درسنا 16 رجل وامرأة، متواجدين في 7 دول حول العالم، ويعملون في 12 مجال مختلف.
    Perl ünlü bir programlama dilidir, burada farklı yazılımcıların dosyaları nasıl değiş-tokuş ettiklerini ve bir projede nasıl beraber çalıştıklarını görüyoruz. TED بيرل هي لغة برمجة مشهورة ، وهنا يمكن أن ترى كيف أن المبرمجين المختلفين يتبادلون الملفات ، ويعملون معاً على مشروع معين.
    Konferans tercümanları, bunun farkında olurlar ve sahne arkasında hiç böyle olmaması için istekli bir şekilde çalışırlar. TED مترجو المؤتمرات هم أكثر الناس دراية بهذا ويعملون وراء الكواليس باجتهاد لضمان عدم وقوع ذلك.
    Nazik olursak insanları en iyi hâllerinde iş yaptırmış ve daha iyi hissettirmiş oluruz. TED سنجعل الناس يعطون المزيد ويعملون في أفضل حالاتهم إذا كنا دمثين.
    İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu, devletler ve dünya liderleri ilgilendiklerini ve çözmeye çalıştıklarını bize gösterme gereği duydular. TED كان الناس يعانون ويصارعون، كانت الحكومات والقادة بحاجة ليظهروا لشعوبهم أنهم يدركون خطورة الموقف ويعملون على حل تلك المشكلة.
    Günümüzde farklı ülkelerden bilim insanları Antarktika araştırma istasyonlarında yaşıyor ve çalışıyor. TED اليوم، علماء من مختلف البلدان يعيشون ويعملون في محطات بحوث أنتاركتيكا.
    Bangkok büyükşehrinin gerçekleri, çamurlu bir nehir deltasında yaşayan, çalışan, işe gidip gelen 15 milyon insanın yaşadığı bir şehir olmasıdır. TED إن حقيقة بانكوك الحضرية إنها مدينة 15 مليون شخص يعيشون ويعملون ويتواصلون على قمة نهر الدلتا المتحول الموحل.
    Tanıdığımız herkes bizden iki kat kazanıyor blog yazarak, evden iç çamaşırlarıyla çalışarak. Open Subtitles كل من نعرفهم يجنون ضعف ما نجني يكتبون للمدونات ويعملون من منازلهم بملابسهم الداخلية،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more