Kağıdı alır, daktiloya yerleştirir, ve kağıdı aşağıya kaydırır ki, tam daha önce olduğu şekilde satırı ayarlasın. | Open Subtitles | يأخذ الورقة ويعيدها ويلف البكرة لكي يصل بالضبط عند موضع انتهائة |
Bir avukat tutup belgeleri hazırlatacağını ve araziyi geri vereceğini söyledi. | Open Subtitles | أن قبيلته فقدت نزاهتها، انه من الافضل له محام فصيل عبد الواحد يصل الأوراق وعنيدا ويعيدها. |
Vergi matrahımızı yükseltecek ve herkes için binlerce iş sahası yaratacak! | Open Subtitles | ويعيدها على نصابها حيثُ تنتميّ, أليس كذلك؟ |
Bu fazla damarlara ihtiyaç kalmayınca da, vücut bu damarları doğal anjiogenez inhibitörleri kullanarak başlangıç seviyesine geri çekiyor. | TED | وعندما تصبح تلك الأوعية زائدة عن الحاجة, يشذبها الجسم ويعيدها إلى خط البداية مستخدما موانع تَولُد الأوعية |
Danny Stevens pası aldı. Stevens geri Pratt'a pas attı. | Open Subtitles | ومررها الى داني ستيفنسن ويعيدها ستيفنسن الى برات |
Gücün yetiyorsa bunu yapmaya hekim idrarından anlayıp hastalığını kavuştur ülkemi sağlam ve eskisi gibi sıhhatine. | Open Subtitles | يفقه مشكلة بلادي ويشرع في حلّها ويعيدها إلى أيّامها الخالية؟ |
Bu pozisyonunda, bu şekilde ilerlersek başaramayız top onlara geçer ve oyun biter. | Open Subtitles | ولكن مع هذا الموقف الميداني، إذا نذهب لهذا ولا تجعل ويعيدها لهم، هذا هو عليه، اللعبة انتهت. |
June Henry'i bulun ve onu buraya getirin. | Open Subtitles | ليجد جوين هنري، ويعيدها هنا على الفور. |
-bu doğru, tamamen doğru -sözünü kesme bir peçeteye sümkürür ve sonra geri içine çeker bunu sadece bir kaç defa yaptım | Open Subtitles | -كل هذا صحيح -هومر)، لا تقاطع) يخرج المخاط على المناشف ويعيدها على الرفّ |
Crusoe, kiki balık koyacaktım ve utanç ölçekler olduğu gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن (كروزو) سيضع السمكة الخاصة بك وقشر السمك ويعيدها |
- Doğruya doğru, hiç bu kadar hızlı bir şekilde yakaladığı balığı iğneden alıp oltayı tekrar suya atan ve yine dolu çeken birini görmemiştim. | Open Subtitles | - أؤكد لك أنا لم أر أحداً في حياتي يصطاد سمكة، ثم يحررها من الصنارة، ويعيدها إلى المياه، ثم يصطاد سمكة أخرى بتلك السرعة. |
Şimdi sadece elemana senden çaldıklarını hesabına geri iade etmesini söyleyip, yolumuza koyulacağız. | Open Subtitles | سنخبر هذا الرجل فقط أن ينتقل كل أغراضك ويعيدها لحسابك وسنذهب |
O zaman birisi oraya gidip ona geri dönüş yolunu gösterebilir. | Open Subtitles | يجب على أحد أن يذهب إلى هناك ويعيدها إلى هنا |
- Chad blok yapıyor! Prens Ben açılıyor, Jay'e geri pas veriyor. | Open Subtitles | الأمير بين يتحرك على نطاق واسع ويعيدها الكرة إلى جاي |
Kim bir kravatı ödünç alıp, lekeli bir şekilde geri iade eder ki? | Open Subtitles | من يستعير ربطة عنق ويعيدها ملطّخة؟ |
Ona para gönderdim. Bana geri gönderdi. | Open Subtitles | أرسل له المال ويعيدها لي |