Koca da kalkıp yer değiştirmiş olamaz. | Open Subtitles | و السكير و الزوج لم يكن سينهض ويغير مقعده |
Eğer bir şekilde bunu açabildiyse tekrar kilitleyip şifreyi değiştirmiş olabilir diyorum. | Open Subtitles | إن تمكن من الدخول هنا بطريقة ما سيكون قادراً على فتحها ويغير الأرقام ... |
Kan bir yönde akmaya başlar ve sonra yönünü değiştirir. | Open Subtitles | تقطير الدم يبدأ من إتجاه واحد ويغير مساره |
Sürü hareket eder ve neredeyse tek bir varlıkmış gibi şekil değiştirir. | Open Subtitles | يتحرك السرب ويغير شكله تماماً كما لو أنه كيان واحد |
Sen bir hainsin ve onun seni çiğneyip burayı değiştirmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | انت ,انت خائنه,وتركته يخرب كل شيئ ويغير كل شيئ في هالمكان |
Beni suçluluk psikolojisine sokup fikrimi değiştirmesine izin verecek değilim. | Open Subtitles | لن أجعله يغرقني في ينبوع الذنب ويغير رأيي. |
Tek kelime etmeden fikrini böyle değiştirmiş olması inanılmaz. | Open Subtitles | ويغير رأيه بدون أن يحذرنى |
Ancak belli bir açıyla cama çarptığında ışık yavaşlar ve yön değiştirir. | Open Subtitles | ولكن حين يصطدم بزجاج بزاوية ما يبطئ الضوء ويغير إتجاهه |
Marty McFly geçmişe gider ve tarihi değiştirir. | Open Subtitles | مارتي مكفلي يعود ويغير التاريخ |
Yaranın gerilmesine, biçim değiştirmesine neden olmuş. | Open Subtitles | مما جعل الجرح يمتد ويغير شكله |