İlaç şirketleri geçici bir tekele sahip. Zenginler için fiyatlandırıyor, fakirleri unutuyorlar. | TED | لدى شركات الادوية احتكار مؤقت؛ إنهم يثمنون حسب مقدرة الأغنياء، وينسون الفقراء |
Dinliyor, alkışlıyor ve Facebook'ta "Ne düşünüyorsun?" panosuna yazıp unutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستمعون ثم يصفقون وبعدها يحدثون صفحاتهم عالفيسبوك وينسون الامر |
Bilirsin, insanlar büyüyüp önemli adam olunca unuturlar. | Open Subtitles | حسناً، الناس يكبرون، يصبحون مشاهير وينسون |
Ve hangi amaca hizmet ettiklerini unuturlar. | Open Subtitles | وينسون الغاية التي كانوا يسعون خلفها |
Winson Green hapishanesindeki gardiyanların birinden duyduk, ...daha yeni onların bahisçilerinden birini tutuklamışlar. | Open Subtitles | سمعنا من حارس في سجن (وينسون غرين) أن واحدا من كتّاب رهاناتهم تم سجنه |
Winston'ın anlatacağı daha mı kısaydı? | Open Subtitles | أكانت نسخة وينسون من القصة أقصر ؟ |
Ve onun içinde küçük bir kız olduğunu unutabilirler. | Open Subtitles | وينسون إنها من الداخل مجرد طفله صغيرة |
Bu doğru. Çok fazla konuşup aşkı unutuyorlar. | Open Subtitles | هذا حقيقي, إنهم يتكلمون كثيراً عن الحب وينسون ما هو |
Hayır, seni bir kenara atıp varlığını bile unutuyorlar. | Open Subtitles | هم ينشبونك بعيد في مكان ما وينسون انك كنت موجود باي وقت من الماضي |
İnsanlar nasıl olduğumu öğrenmeye çalışıyorlar ama sana sordukları anda tüm dikkatleri üzerine çekiyorsun ve beni unutuyorlar. | Open Subtitles | الناس يريدون معرفه حالي ، لكن في الدقيقه التي يسألون تقفزين للضوء ، وينسون أمري |
İnsanlar gırtlaklarını o kadar çok düşünüyor ki aşağıda ne olduğunu unutuyorlar. | Open Subtitles | الناس يقلقون جداً بشأن حلوقهم وينسون شأن مايوجد بالأسفل |
Bu, zengin beyaz kadınlara karşı neden bu kadar öfkenin var olduğunu anlamamda yardımcı oldu, özellikle de şu anki feminist hareketinin bazı kısımlarında, çünkü onlar beyaz adamlara kıyasla kendilerini daha az ayrıcalıklı görmeye eğilimliler ve beyaz olmayan kadınlara göre ne kadar çok ayrıcalıklı olduklarını unutuyorlar. | TED | وقد ساعدني هذا على فهم السبب في أن هناك غضب كبير تجاه النساء الأثرياء البيض، خصوصًا في بعض أجزاء الحركة النسوية حاليًا، لأنهم ربما عرضة لرؤية أنفسهم كمحرومين من الامتيازات مقارنة بالرجال البيض، وينسون كيف أنهم ذوي امتيازات كثيرة مقارنة بالنساء الغير بيض. |
Aldıkları desteği unutuyorlar. | Open Subtitles | وينسون أمر دعم الدولة |
..ayrılırlar ve unuturlar. | Open Subtitles | ثم ينفصلون وينسون |
Geçen gece, Winson Green'deki adamlarımızdan birinin boğazı kesildi. | Open Subtitles | اليلة الماضية واحد من رجالنا ( قُطعت رقبته في ( وينسون غرين |
'Geçen gece, Winson Green'deki adamlarımızdan birinin boğazı kesildi.' Ben gerçek değilim. | Open Subtitles | في الليلة الماضية أحد رجالنا لقي حتفه في سجن (وينسون غرين) |
Eisenhower gelmeyecekse suçu ona at, Winston'a değil. | Open Subtitles | إن لم يأت "أيزنهاور" ألقِ باللائمة عليه، لا على "وينسون". |
Sör Winston'ın doğum günü kutlamalarına sahne oldu. | Open Subtitles | كانت مكان الاحتفال بعيد السير "وينسون تشرشل". |
Ve içinde onun küçük bir kız olduğunu unutabilirler. | Open Subtitles | وينسون إنها من الداخل مجرد طفله صغيرة |
Güzel bir kadın. Ve onun içinde küçük bir kız olduğunu unutabilirler. | Open Subtitles | وينسون أن داخلها فتاة صغيرة |