"ويَجِبُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    Senin binlerce fobin ve tuhaflıklarınla her gün uğraşıyorum, ve daima senin yanındayım! Open Subtitles عندك الاف الفوبيا وتصرفات غير مألوفة ويَجِبُ أَن أَتعامل معها كل يوم ، وأَنا دائما لك هناك
    Sana karşı onu kullanacaklar ve sana kıçlarıyla gülecekler, Camille. Open Subtitles وهم سَيَجْعلونَه. هم سَيَذلّونَك ويَجِبُ أَنْ يُدْفَعَ رأسكَ.
    - Kot ve spor ayakkabı giymeli. - İşte adresi. Open Subtitles ويَجِبُ أَنْ تَلْبسَ الجينزَ وأحذيةَ رياضية هنا عنوانُها
    Burada olduğumuzu biliyorum ve bundan yararlanmaya çalışmalıyız. Open Subtitles لكن ما أَعْرفُه هو أنّنا هنا الآن ويَجِبُ أَنْ نصمد.
    ve insanların mutluluğu ve üzüntüsü hakkında daha çok şey öğrenmeliyim. Open Subtitles ويَجِبُ أَنْ أَتعلّمَ المزيد حول سعادة الناسِ وحزنهم
    Bizim sosyal takvimimiz kısıtlı... ..ve plan yaparken bütün seneninkini yapıyoruz. Open Subtitles أن تقويمنا الإجتماعي محدّدُ حقاً، ويَجِبُ أَن نَنظرَ لعامنا بـ الكامل عندما وضِعُنا الخططَ.
    Babaannesi olduğumu ve onu sevmem gerektiğini biliyordum ama nefret ettim o çocuktan. Open Subtitles أَعْرفُ بأنّى جدتَه ويَجِبُ أَنْ أحبَّه، لكنني أكره ذلك الفتى.
    Şu anda mahkemeye gidiyorum ve saat yediden önce işimi bitirmiş olacağım. - Hayır baba, hayır. Open Subtitles انني أَتوجّهُ إلى المحكمةِ ويَجِبُ أَنْ أنتهي قبل السابعة
    Ben, görünüşe göre bu meslek sana uymuyor ve istifa etmelisin. Open Subtitles حَسناً، بن، يَبْدو أنك غير ملائم لعملك ويَجِبُ أَنْ تَستقيلَ.
    Kaliforniya da yaşayıp TV şovlarını yapacağı zaman beni özel yardımcısı yapacak ve onu benim götürmem gerekeceğini ve fanatiklerinin maillerine cevap vermede yardımcı olmam gerekeceğini söylemişti. Open Subtitles ستجْعلُني مُساعدَها الشخصيه , ويَجِبُ أَنْ أَقُودَ لها... واساعدها فى الردعلى بريدَ مُعجبينها
    ve şunu itiraf etmeliyim ki bu ilk randevumuzun casus hikayesi görünüşünden ki eğer böyle diyebilirsem gerçekten çok zevk aldım. Open Subtitles ويَجِبُ أَنْ أَعترفَ... بأنّني حقاً أَستمتّعُ به... هذه سمةِ قصّص الجاسوسيه الاولى مكان اللقاء، إذا قَدْ أَدْعوه ذلك.
    Ben olduğuna ve olması gerektiğine inanıyorum. Open Subtitles أعتقد هم ويَجِبُ أَنْ.
    ve, şişeyi bir defada açman gerekiyor! Open Subtitles ويَجِبُ أَنْ تَفْتحَها هناك
    O yaraları, sığınaktan atılmamak ve düşkünler evine düşmemek için... kendinin yaptığını. Open Subtitles الذي أوقعَ الجروحَ بنفسها لذا هي لَنْ يُطْرَدَ مِنْ ملجأِكَ... ويَجِبُ أَنْ يَنَامَ في a حانة نصف الطريق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more