"و آرثر" - Translation from Arabic to Turkish

• ve Arthur
• Arthur ile

Dünya gezegeni, Islington'daki daire ve telefon çoktan yok olmuştu, Ford ve Arthur ise paçayı kurtarmıştı.
و مع ذلك كوكب الأرض و شقة عائلة إزلينجتون و الهاتف تم هدمهم إلا أن فورد و آرثر تم إنقاذهم

ve Arthur, evet Bakım'da çok önemli işler yapıyor.
و آرثر, نعم أنت تقوم بعمل حيوي في الصيانة. حيوي جدا

Steve kaleyi tutacak ben de hediyeyi götüreceğim ve Arthur ile babamı bulacağım.
بينما أنا أسلم الهدايا وأعثر على الأب و آرثر.

Bana bir şey olursa bundan George Moore ve Arthur Frobisher sorumludur.
,لو أي مكروه حدث لي فـــ (جورج مور) و (آرثر فروبشر) مسؤولان

ve Arthur, bunu yapmana izin verdi, öyle mi?
و آرثر كان مستعدا لتركك تفعل ذلك?

Büyük Noel Baba ve Arthur gecenin kahramanı olurlar, efendim!
سانتا الكبير و آرثر هم أبطال اليلة,سيدي

ve Arthur'da evde oğlunu yetiştirmeyi hak ediyor.
و "آرثر" يستحق العودة لمنزله لكي يحمل ابنه

Ama yardım etmemi istiyorsan sen ve Arthur o ikizleri durdurmalısınız!
(ولكن إذا قمتِ بمساعدتي، أنت و (آرثر علينا أيقاف أولئك التوائم!

ve Arthur, Kutsal Kaseyi Arayışın başarıyla sonuçlanması için... ..yeni bir stratejinin gerekli olduğunu anladı.
و ( آرثر ) اقتنع أنه يجب تطبيق إستراتيجية جديدة لإنجاح السعى للكأس المقدّسة

Fay ve Arthur Barringer...
فاي و آرثر بارينجر

Darbenin geliş açısını ve Cindy ve Arthur'un bedenlerindeki yaraları gösteriyor.
يوثّق زاوية التصادم (والإصابات العديدة التي لحقت بكلاً من (سيندي) و (آرثر

Size söylüyorum, o evde bir şey bizimle beraber ve Arthur Spiderwick bunu biliyordu, ...ve bunun için bu rehber kitabı yazdı!
أؤكد لك , هنالك شيئاًَ ما موجود معنا في هذا المنزل و ( آرثر سبايدرويك ) كان يعلم بشأنه و لهذا السبب كتب ذلك الدليل

- Sen ve Arthur benim her şeyimsiniz Morgana.
-(أنت و(آرثر (أنت تعنين كل شيئ بالنسبة لي(مورجانا

Joan ve Arthur ile bir yetki kavgasına girmek istemiyorum.
متأكده لست مهتمه فعلاً في خوض معركة (مع (جون و آرثر

Farz edelim Joan ve Arthur Dışişlerine boyun eğdi ve onu evine gönderdi?
(ماذا لو) أن (جوان و آرثر) أذعنوا للخارجية وسيعيدونها للوطن ؟

Spencer ve Arthur size bir şey vermemiz için bizi zorlayamazlar.
سبنسر) و(آرثر) لا يمكنهما) إجبارنا على أن نمنحنك أي شيء