Ben kocamla işleri yoluna koymaya çalışıyorum, ...ve sanırım sadece... | Open Subtitles | انا آمل ان تنصلح الأمور مع زوجي و أظن انني |
Kütüphaneye dönüp kendimi işime verdim ve sanırım biraz insan kaçkını oldum. | Open Subtitles | لا شئ .. عدت لأعمل فى المكتبه و أظن أننى أصبحت كنوعيه من النساك |
ve sanırım, gerçekte olduğu için filmlere... o tür sahneler konuyor. | Open Subtitles | و أظن أنهم يضعوا هذه المشاهد في الأفلام لأنها موجودة في الحقيقة |
Ve bence sen ve ben sadece en iyisi olurdu. | Open Subtitles | و أظن أنه من الصالح أن نتناقش أنا وأنت فقط |
Bir çok defa, bu değiş tokuşlar güvenlikten daha mühimdir. Ve bence de bu çok önemlidir. | TED | كثير من المرات، هذه المقايضات عن أشياء أكثر من الأمن ، و أظن أن هذا حقا مهم. |
Ve inanıyorum ki lobideki görev tanımlamanızda söylediği de bu. | Open Subtitles | و أظن أن هذا هو المكتوب في قائمة وظائفك بالردهة |
ve sanırım, gerçekte olduğu için filmlere... o tür sahneler konuyor. | Open Subtitles | و أظن أنهم يضعوا هذه المشاهد في الأفلام لأنها موجودة في الحقيقة |
Hey ahbap, bırak da onunla ben dans edeyim. Ondan hoşlanıyorum ve sanırım bir şansım var. | Open Subtitles | لا, لا, يا صاح, دعني أرقص مع هذه الفتاة إنها تروقني و أظن أن لدي فرصة |
Stephanie'nin bir atı var ve sanırım şimdi beslenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ستيفاني لديها حصان و أظن انه يحتاج لطعام فورا |
Eve birinin girdiğini ben fark ettim, ve sanırım bir kanıt buldum. | Open Subtitles | أنا من اكتشفت الاقتحام و أظن أنني وجدت دليلاً |
Hepimizin sırları var. ve sanırım seninkini anlatma vakti geldi. | Open Subtitles | كل منا لديه سر و أظن أنه حان الوقت لتخبرني بسرك |
ve sanırım içinde medikal ilaçlar var. | Open Subtitles | لأن تلك الزجاجة عليها اسمها و أظن بداخلها حبوباً طبية |
Bir ilişkiye hazır olduğunda beni ara demiştin büyüdüm ve sanırım hazırım. | Open Subtitles | حسناً, أخبرتني بأن أتصل بك عندما أكون مستعداً لعلاقة جدية و لقد نضجت ..و أظن بأني مستعداً لعلاقة الآن, لذا |
Işıldaman gün geçtikçe artıyor, ve sanırım sebebini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تزدادين اشراقا يوما بعد يوم و أظن أنك تعلمين السبب |
Eski erkek arkadaşın saygılarını iletiyor, ve sanırım geriye kalanlar, zaten kendini anlatıyor. | Open Subtitles | صديقك السابق يبعث لك باحتراماته و أظن أن البقية تشرح نفسها بنفسها |
ve sanırım sonunda dans ettim. Hikayeyi dinlemek istemezsin. | Open Subtitles | , و أظن ان الامر انتهى بي أرقص أنت لا تريد سماع بقية القصة |
ve sanırım bu, hayatımı daha başarılı yaşamamı sağlayacaktır. | Open Subtitles | و أظن أن هذا من شأنه أن يجعلني أغدو أكثر نجاحاً قى حياتي |
Ve bu da öyle, çünkü, beynin nasıl çalıştığını anlarsak, akıllı makineler yapabileceğiz Ve bence bu çok güzel bir şey, | TED | لأنه عندما نفهم كيف تعمل الأدمغة, يصبح بإمكاننا أن نبني أجهزة ذكية, و أظن أن هذا شيء جيد بالمجمل, |
Ve bence, Utopia'yı temel anlamda şekillendiren şeyin yiyecek olduğunu düşünebilirsiniz, kaldı ki More bunu böyle bir çerçeveye oturtmamıştır. | TED | و أظن أنه بإمكانكم القول بأن الغذاء هو مبدأ أساسي في المدينة الفاضلة حتى لو أن مور لم يؤطره بهذا الشكل. |
Ona sahip olamayız. Ve bence, insanların derin yerleşim problemleri üzerine düşünürken bunu kavramsal bir araç olarak görmek hiç de kullanışlı değildir. | TED | و أظن, أنه كوسيلة تصور لمشكلة سكن الإنسان العميقة يجعلها غير مستعملة |
Ve inanıyorum ki lobideki görev tanımlamanızda söylediği de bu. | Open Subtitles | و أظن أن هذا هو المكتوب في قائمة وظائفك بالردهة |
Ve inanıyorum ki, ona yaptığım onca kötülükten sonra bile o da hala beni seviyor. | Open Subtitles | و أظن أنها لازالت تحبني أيضاً رغم كل ما إقترفت بحقها |