biliyorum. Ve sana anlattığım her hikayede yalanlar olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف بأنك تستطيعين أن تري خلال أي حكاية أخبرك بها |
Baba, Bir öngörü gördüm. Orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أبي، لقد اتضحت لي رؤية و أعرف بأنك كنت هناك |
Seninle zaman geçirdiğime mutluyum, senin de hoşuna gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | ، أنا سعيدة أني استطعت أن أقضي وقت معك . و أعرف بأنك أستمتعت به أيضا |
Çok şey istediğimin farkındayım, fakat, demek istediğim bir kurşundan daha hızlı koşabilirsin, ve biliyorum ki hediye alamayan çocukların hayal kırıklığına uğramasını istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | أدرك بأن هذا طلب كبير، ولكن أنت تركض أسرع من الطلقة السريعة و أعرف بأنك لن تخيب أمل هؤلاء الأطفال البؤساء، أليس كذلك؟ |
New York'ta başarılı olacağını biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف بأنك سوف تضربين الناس في نيويورك |
Sana bakıyorum. Senin de korktuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أنظرُ أليك و أعرف بأنك خائف |
Abed her şeyi bilir ve düşünceliliğinle düşünerek bundan kurtulacağını sandığını biliyorum, ama bu kadar düşünme. | Open Subtitles | عابد) يعرف كل شيء) و أعرف بأنك تفكرين بأنه يمكنك أن تفكري بطريقه للخروج من هذه المشكلة بإستخدام "ذكائك" ولك لا تفرطي التقكير |
Abed her şeyi bilir ve düşünceliliğinle düşünerek bundan kurtulacağını sandığını biliyorum, ama bu kadar düşünme. | Open Subtitles | عابد) يعرف كل شيء) و أعرف بأنك تفكرين بأنه يمكنك أن تفكري بطريقه للخروج من هذه المشكلة بإستخدام "ذكائك" ولك لا تفرطي التقكير |