Şu an dehidrasyon, baş ağrısı, bulantı ve utanç hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تعانين من الجفاف, الصداع والغثيان و العار ؟ |
Dayak ve utanç bu evi istila etmiş. | Open Subtitles | و الإضطهاد و العار الذي يجري في هذا المنزل |
şaşkınlık yerini rahatsızlığa bıraktı, şimdi de nefret, depresyon ve utanç var. | Open Subtitles | إنتقلنا من الصدمة إلى عدم الراحة و الان إلى مزيج من الغضب و الكآبه و العار |
Buradaki ana fikir, bu planın bütün güzelliği, sürekli olarak duyduğu utanç ve suçluluğu eşelememiz, | Open Subtitles | الفِكرَة كُلَها هُنا جمالُ هذه الخِطَة هيَ أن تستمرَ في حَثِ الذَنب و العار لديه |
Ve dürüst olmam gerekirse utanç ve korku geçince güzel olduğumu düşündükleri için sevindim. | Open Subtitles | و في الواقع ما أن زال الخوف و العار كنت سعيداً لأنهم ظنو بأني جميل |
Tüm bu öfke, utanç ve yalnızlığı taşıyorsun bunu nasıl daha az anlarım bilmiyorum ve bir de bunu kağıda mı çizmek istiyorsun? | Open Subtitles | تملك الكثير من الغضب و العار و تشعر بالوحده و التي لا أعرف حتى الشعور بها فما بالك بفهمها و ما الذي قررت بأن ترسمه على الورق ؟ |
Çünkü ikinizde eleştirerek ve utanç duyarak zarar gördünüz. | Open Subtitles | لأنّكم محطّمون بسبب النقد و العار |
Sefalet ve utanç içerisinde uzun bir hayat yaşasın. | Open Subtitles | فلتعش حياة طويلة مليئة بالمآسي و العار |
Kanepe , kokuyor soğan gibi ... ve utanç . | Open Subtitles | رائح الاريكه مثل البصل و العار |