"و تستطيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    Aslında, bir daha gerçekten moral çöküntüye uğradığınızda, aynaya bakın ve kendinize bakıp, merhaba, burada bir yıldıza bakıyorum diyebilirsiniz. TED لذلك في المرة القادمة عندما تكون محبطاً انظر في المرآة و تستطيع القول لنفسك، مرحبا أنا أنظر إلى نجم هنا
    Evet, şimdi bir tweet attığında evrene, yüzlerini bile görmediğin bütün o insanlara ulaşıyor ve sen de her söylediğinin heyecanla beklediklerini varsayabilirsin. Open Subtitles تخرج خارج الكون إلى كلّ هؤلاء الناس ـ و تستطيع أن تدّعي أنهم مثبّثون على كلامك ـ ذلك عميق ، عليكِ أن تزقزقيه
    Bu hapla çekingenliğini atarsın ve bütün gece dans edersin. Open Subtitles هذا فقط يقضي على توترك و تستطيع الرقص طوال الليل،
    ve onları orda öldürebilirsiniz, öyle değil mi? TED إلى هذه البركة و تستطيع قتلهم هناك، أليس صحيحاً؟
    Nüfus yoğunlukları ve kişi başına tüketimlerde büyük çeşitlilik görebilirsiniz. TED و تستطيع أن تلاحظ التنوع الشاسع في كثافة السكان والإستهلاك الفردي لهم
    Lanetten kurtulduğumuzda zengin olacağız ve sen yerine cuk oturan camdan bir göz alabilirsin. Open Subtitles عندما نتخلص من اللعنة سنكون أغنياء و تستطيع شراء عين مناسبة من الزجاج
    Esas işkence çektiren şey ise tüm bu kayaların üst tarafında kar ve buz vardı ve suyun akış sesini duyabiliyordunuz. Open Subtitles و الشىء المعذب كل هذه الصخور و الزلال فوق النهر الجليدي و تستطيع أن تسمع الماء يجري
    Sanırım anladım kazık atabildiğin sersem bir yol planlayıcısıyım ve hiç kimse umrunda değil . Open Subtitles أنت تعتقد أنني مغني فاشل و تستطيع تمزيقي و لن يأبه أي أحد لي
    ve ışınlar, sanki katı maddeler orada yokmuşlar gibi içlerinden geçebiliyordu. Open Subtitles و تستطيع الأشعة المرور عبر المواد الصلبة كأنها غير موجودة
    Ateş Lordu yenildiği zaman, tahta geçmeli barış ve düzeni yeniden sağlamalısın. Open Subtitles لكي تكون هناك عندما يسقط زعيم النار و تستطيع حينها أخذ عرشك و تستعيد الأمان
    Otuz dakika. Bazı sesler çıkarırım. ve sen de bana bir tane garip şey söyleyebilirisin. Open Subtitles حسناً ثلاثين دقيقه و سوف إصدر بعض الاصوات و تستطيع ان تقول لي شئ غريب
    Muhteşem ve dikkati dağnık, aynen bu sıralamada. Open Subtitles رائعين و تستطيع تصريفهم بسهوله، بهذا الترتيب
    İçinin genişlediğini hissediyordun ama aynı zamanda benliğinin merkezinde bulunan her şey boşalıyordu ve durmasını hiç istemiyordun. Open Subtitles و تستطيع أن تحس بـ اتساع داخلك .. لكن أيضآ يوجد ذلك الفرآغ الذي يخـرج
    Bu yüzden özür dilemeye gitmişken kuaföre götüreceğini ve arkadaşında kalabileceğini de söyle. Open Subtitles لذاعندماتصعدينهناكللإعتذار، أطلعيها علماً أنها ستذهب إلى مصفف الشعر و تستطيع الذهاب للمنام عند صديقتها
    Sıcak ve taze taze. Kokusu tüm sokaklara yayılıyor. Open Subtitles حيث يكون الكعك ساخن و طازجاً ، و تستطيع أن تشتم رائحته أينما كنت في الشارع
    bu atmosferde, bu elektrotları görebilirsiniz, ve bu elektrotlardan bir elektrik salınımı verebilirsiniz atmosferik yıldırımları canlandırmak için. Open Subtitles وفي هذا الغلاف الجوي تستطيع رؤية الإلكترودات و تستطيع تطبيق شحنة إلكترونية لهذا الإلكترود لمحاكاة الرعد
    ve istediğiniz zaman, isimsiz olarak şikayette bulunabilirsiniz. Open Subtitles و تستطيع أن تجعلها مكالمة مجهولة في أي وقت
    ve sana kartımı vereyim fırsat bulunca bana yollarsın. Open Subtitles سوف أعطيك بطاقتي و تستطيع أن تعيدها لي عندما تحصل على فرصة
    Nasıl yapacağınızı öğreteceğim, ve bunu kendiniz yapabilirsiniz- Open Subtitles انا ساعلمك كيف تفعل هذا و تستطيع اعادة التضميد بنفسك
    Belki bir gün buradan çıkabileceğinin ve bunu kendi başına çözebileceğinin hayallerini kuruyorsun hâlâ. Open Subtitles ربما انت متوهم بما فيه الكفاية لتعتقد بأنك يوما ماً ستخرج من هنا و تستطيع حل قضية ابنك بنفسك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more