Bu sadece cinayet değil, aynı zamanda parçalama ve işkence. | Open Subtitles | لم تكن جريمة قتل فقط, بل تشويه و تعذيب أيضاً |
Üzerinde çok sayıda bıçak yaraları, ciddi dayak ve işkence izleri varmış. | Open Subtitles | مع جروح طعنات متعددة و علامات تدل على ضرب و تعذيب شديد |
Bu sadece cinayet değil, sakatlama ve işkence etme. | Open Subtitles | لم تكن جريمة قتل فقط, بل تشويه و تعذيب أيضاً |
İnsanoğlunun eziyet ve işkence için - kullandığı şeylere hayranmış. | Open Subtitles | للأدوات التى تستطيع بها ارهاق و تعذيب الإنسان |
Kedimi çaldı ve işkence edip, öldürdü. | Open Subtitles | لقد قام بسرقة و تعذيب و قتل قطتي |
Kedimi çaldı ve işkence edip, öldürdü. | Open Subtitles | لقد قام بسرقة و تعذيب و قتل قطتي |
O köstebek, Reddington'ın kaçırılmasına ve işkence görmesine neden olan istihbaratı sızdırdı. | Open Subtitles | التي ادت الى إختطاف و تعذيب (ريدينغتون) إنها عملية رياضية سهلة (هارولد) |
Aynı zamanda Abigail McDeere'ı kaçırmak ve işkence yaptırmakla. | Open Subtitles | كذلك خطف و تعذيب "آبــى مكدير". |