En sonunda, Peanut Butter ve Jelly parayla birlikte kaçtılar. | Open Subtitles | و بعد كل هذا هرب شخصان إسمهما زبده و جيلي بالنقود |
Tamam. Peanut Butter ve Jelly kapının önündeydi. | Open Subtitles | زبده و جيلي جاءا من الباب الأمامي |
Peanut Butter ve Jelly de. | Open Subtitles | و كذلك زبده و جيلي |
Ayrıca millet mutfağa girdiğinde Peanut Butter, Jelly de mutfaktaydı. | Open Subtitles | كما أن من بوسعهم دخول المطبخ هم زبده و جيلي و |
Peanut Butter ve Jelly yem olarak iş yapıyordu. | Open Subtitles | و زبده و جيلي عملا كتمويه له |
Terry ve Jelly de Reçeteli-uyuşturucu olayında içeride bir ortakları olduğunu söylememişler miydi? | Open Subtitles | أليس (تراي) و (جيلي) لديهم شريك داخل عصابتهم لتهريب الأدوية ؟ |