Hayatlarımızda iyilikten çok kötülük yaptık, ve bedelini ödemenin vakti geldi. | Open Subtitles | إرتكبنا ذنوب أكثر من الأعمال الصالحه بحياتنا و حان وقت العقاب |
Hayallerimizi gerçeğe dönüştürüp buradan kurtulma vakti geldi. | Open Subtitles | و حان وقت تحقيق حلمنا بمغادرة هذا المكان |
Ah, 11:00'deki görüşmenizin vakti geldi. | Open Subtitles | و حان وقت إجتماع الساعة 11: 00 |
Tamam, yaralı adam uyku bitti. Egzersiz vakti geldi. | Open Subtitles | إنتهى وقت النوم و حان وقت التمارين |
Bu kanıtı dünyayla paylaşmamızın vakti geldi. | Open Subtitles | و حان وقت مشاركة ذلك الدليل مع العالم |
Ve ödeme vakti geldi. | Open Subtitles | و حان وقت السداد |