Bak, o yemeklerini her zaman bitirir ve hep geceleri beslenir. | Open Subtitles | دائماً ينهي طعامه و دائماً ما يأكله بالليل |
IQ'un 180, mezun olmak için 2-3 dersin var ve hep aptal hayran tiplere aşık oluyorsun. | Open Subtitles | إنك ذلك الشخص الذكى الذى يبعد 10 خطوات عن الفلسفة و دائماً تعجب بهذا النوع من الفتيات الغبيّات |
Eve geç geldiğini hatırlıyorum gelip beni öperdi ve hep hamburger gibi kokardı. | Open Subtitles | أتذكّر أنها كانت تعود للمنزل بوقت متأخر من المساء وبعد ذلك تُقبّلني و دائماً تكون رائحتها مليئة بالهمبرغر |
Ve her zaman yeşil'i geç, hiçbir zaman ortasında değil. | Open Subtitles | و دائماً يعبر الخط الاخضر لا يعبر ابداً بينهم |
Denedim. Biz denedim Ve her zaman sadece bir argüman kadar biter. | Open Subtitles | لقد حاولت ، لقد حاولنا . و دائماً تنتهي الأمور بجدال |
Ve her zaman çok yorgundu Eric Miller'la evli herhangi birinin olacağı gibi. | Open Subtitles | كانت تغطى على واحدة من النساء والتى كانت فى أجازة أمومة و دائماً ما كانت مُتعبة , أنت تعرف ؟ |
Her zaman burada kalmamızı arzu ediyorum Sonsuza dek Sonsuza dek. | Open Subtitles | أتمنى لو إستطعنا أن نعيش هنا للأبد و دائماً وأبداً |
Diyorum ki, her beş elin ikisini kazanıyorsun ve her seferinde de aynı eller. | Open Subtitles | أقول أنك تفوز بدورتي ورق من أصل خمسة و دائماً هي الدورتين ذاتها |
Ama hep uyanıyorum, ve hep ölmüş olmayı diliyorum, | Open Subtitles | و لكني دائماً أصحو و دائماً أتمنى لو كنت ميتاً |
Şu son 7 yılda bir tek şey öğrendim o da; her oyunda ya da düzenbazlıkta hep bir rakip ve hep bir kurban vardır. | Open Subtitles | لقد تعلمت شئ واحد فى السبع سنوات الماضية فى كل لعبة او فخ هناك دائماً خصم و دائماً هناك ضحية |
Müze her yeni sergiden önce boyanıyormuş ve hep aynı elamanları kullanıyorlarmış. | Open Subtitles | المتحف يتم إعادة طلائه، قبل عرض قطعة فنّية جديدة، و دائماً وا يسأجرون نفس النقاشون. |
ve hep bir yedek planın olsun. | Open Subtitles | . و دائماً يجب ان يكون لديك خطة بديلة |
Dünya efsaneleri sıkıcı, tatsız ve hep kurgusal. | Open Subtitles | أساطير الأرض جافة و مغبرة... و دائماً مجرد خرافة... |
ve hep bunun bedelini ödedi. | Open Subtitles | و دائماً كان يدفع الثمن. |
Şimdi iyi bir çocuk ol ve Ve her zaman kadınların paltolarını çıkarmalarına yardım et. | Open Subtitles | لا تنسى أن تكون ولداً مؤدباً و دائماً تذكر ان تساعد السيدات على ارتداء معاطفهن |
Ve her zaman onların benim için işimden önce geldiklerini öğrettim. | Open Subtitles | و دائماً جعلتهم يعرفون أنهم جاءوا قبل الوظيفة |
Ve her zaman bir kadın masaya yaklaşırken ayağa kalk. | Open Subtitles | و دائماً تقف عندما تقترب امرأة من الطاولة |
İşin püf noktası duruş.Serinkanlı ol ve... her zaman çizginin bir adım önünde dur. | Open Subtitles | تكمن الصعوبة في الاتّزان حافظي على هدوئك و دائماً تقدّمي خطوة على خصمك |
Evet, Ve her zaman sokağın aydınlık kısmından yürüyüp, cüzdanımı sıkıca tutup otobüslerin arkasından atlamamam gerektiğini de. | Open Subtitles | نعم و دائماً امشي على جانب الطريق و امسك محفظتي و لا أقفز من على الباصات |
Ve her zaman hatırla kardeş: | Open Subtitles | و دائماً تذكر يا اخي |
Sonsuza kadar | Open Subtitles | أبداً و دائماً , أبداً و دائماً , سعادة للأبد |
Her zaman ve Sonsuza dek ve Sonsuza dek. | Open Subtitles | إلى الأبد و دائماً وأبداً |
Hep böyle dersin ve her seferinde de kuyruğunu kıstırıp geri dönersin. | Open Subtitles | أنت دائماً تقول هذا و دائماً تعود لي زاحفاً |