Bir Uzunboyun, bir Üçboynuz, bir Büyükağız, bir Uçucu, Ve bir Dikenkuyruk. | Open Subtitles | ذو الرقبة الطويلة و ذات القرون الثلاثة والفم الكبير والطيار و ذيل المسمار |
Diğer adamın zayıflığı, sizi büyülemeye başlıyor Ve bir akşam, kumar oynayıp her zamankinden daha ağır bir yenilgi aldığınızda bundan nasıl faydalanacağınızı anlıyorsunuz. | Open Subtitles | ضعف ذاك الرجل الآخر بدأ يسحرك و ذات ليلة عندما خسرت أكثر من المعتاد أيقنت كيف ستستفيد من ذلك |
Kaldığımız yer bir dağ geçidin kenarındaydı Ve bir gece bir yürüyüş için karar verdim. | Open Subtitles | كانت المنطقة التّي أقمنا بها قريبةً من حافّة وادٍ كبير و ذات ليلةٍ ، قرّرت الخروج لأتمشّى |
Sonra bir gece, askeri kamyonlar bizim evin önüne park etti. | TED | و ذات ليلة وصلت شاحنة عسكرية إلى منزلنا |
Bir keresinde doğum gününü unutmuştuk hindi içinden doğum günü pastası yaptık. | Open Subtitles | أجل، و ذات سنة نسينا أمره تماماً، و كانَ علينا التصرّف فأعددنا كعكة من الحشو. |
Bu hayran kulübü bayağı büyüdü Ve bir sabah, sanırım Mart başlarıydı, bir Facebook mesajı geldi. | Open Subtitles | إنتهى الأمر به مشهوراً جداً و ذات صباح أعتقد أن هذا كان في أوائل مارس |
Kokarcayla kalmamış, rakun Ve bir keresinde devasa bir piton yakalamış. | Open Subtitles | يشمل الظربان و الراكون و ذات مرة ثعبان عملاق |
Ve bir gece, yatağımdayken bir çığlık duydum Ve bir çarpma sesi. | Open Subtitles | و ذات ليلة، كنتُفيسريري،وسمعتُ صراخاً.. |
Ve bir gece, yatağımdayken bir çığlık duydum Ve bir çarpma sesi. | Open Subtitles | و ذات ليلة، كنتُفيسريري،وسمعتُ صراخاً.. |
Bayan Washington senin içinde bulunduğun köşkün sahibi olan kadın Ve bir gün, eve gelip çocuklarının oyuncaklarıyla oynamaya karar veriyorsun. | Open Subtitles | مسز (واشنطن) هي مالكة القصر , و ذات مرة أتيت أنتِ إليه لتلعبي مع ألعاب أطفالها |
Ve bir sabah erkenden uyandığımda, pencerenin hemen dışında bir adam Horst-Wessel-Lied'dan* bir kaç dize mırıldanıyordu. | Open Subtitles | و ذات صباح إستيقظت مبكرا كان رجلا ينشد بعض المقاطع من نشيد (هورست فاسيللي) خارج نافذتي |
Ve bir gün tuzağa düşürülmüştük. | Open Subtitles | و ذات يوم وقعنا بكمين |
Merhaba, adım Teddy Ve bir gün yavru köpek alacağım. | Open Subtitles | إسمي "تيدي" و ذات يوم سأمتلك جرواً |
Ve bir gün o boşluğu doldurmam için bana geleceksin. | Open Subtitles | و ذات يوم ستقصدينني لتملئيه |
Ve bir gün, tüm insanlar kaybolmuş. | Open Subtitles | و ذات يوم. اختفى كل الناس. |
Ve bir gece bana on yaşındayken Güney Carolina'da amcanla geçirdiğin yaz tatilini ve hastalanıp eve dönmek zorunda kaldığın için nasıl üzüldüğünü anlatmıştın. | Open Subtitles | و ذات ليلة أخبرتني حينما كنت بالعاشرة كيف كنت تقضي الصيف في جنوب "كاليفورنيا" برفقة عمك و كم كنت ولهان حينما وقع مريضا و إضططرت للعودة إلى المنزل |
Ve bir gün. | Open Subtitles | و ذات يوم |
Ve bir gün... bir gün tıpkı onun gibi olacağım. | Open Subtitles | و ذات يوم... |
Sonra bir de baktım ki, boşanmış bir işkoliğim. | Open Subtitles | و ذات يوم أدركت أني مطلقة و مدمنة على العمل |
Bilgisayarlarla olan ilişkisi hakkında dedikodular yayılmaya başladı. Sonra bir gün ortadan kayboldu. | Open Subtitles | إنتشرت الإشاعات عن علاقاته بالكمبيوترات و ذات يوم إختفى |
Evet, bir keresinde hediye olarak ona kutu aldık çok güzel bir kutu. | Open Subtitles | أجل، و ذات مرّة أحضرنا له علبة.. علبة جميلة حقاً. |