Küresel ve derin, ama gerçekten doğru yerleri bulmamız lazım. | TED | إنها عالمية و عميقة. لكننا نحتاج إيجاد الأماكن المناسبة. |
Büyük bir lağıma benziyor. Cidden büyük ve derin. | Open Subtitles | أنا فى مكان و كأنه بالوعة كبيرة كبيرة جدا و عميقة |
O hayatı deniz kadar güçlü ve derin yaratmıştır. | Open Subtitles | جعل الحياة قوية و عميقة مثل البحر |
Filenin arkasına topu... mümkün olduğunca sert, derin... ve sık vuracaksın. | Open Subtitles | -أن تضرب الكرة فوق الشبكة -صعبة و عميقة -و فى أحيان كثيرة تكون غير متوقعة |
Derin ve çok katmanlı olarak. | Open Subtitles | بطريقة ما كانت متعددة المحتويات و عميقة |
Derin ve çok katmanlı olarak. | Open Subtitles | بطريقة ما كانت متعددة المحتويات و عميقة |
Toprağı siyah ve derin diyorlar. | Open Subtitles | يقولون أن التربة سوداء و عميقة |