Bir de kaçamak yaptığı bir teknesi. Ne zaman istersem kullanabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | و فيها حجرة لتخزين المحاصيل و زورق صغير و قال لي أنه يمكنني أستخدامه في أي وقت أريده |
Sarılmayı ilk o başlattı, görüşmenin çok keyifli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ثم أخذني بالحضن بكل قوة و قال لي أنه جد سعيد بلقائي |
Geçen gün, Derek'le birlikte reklam panosunun önünden geçiyorduk ve bana bir parçasını eve götürmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | في يوم لاحق, أنا و (ديريك) مررنا بجانب لوحة أعلاناته و قال لي أنه يريد قطعة منه لمنزله |
- Ve benimle evlenmek istediğini söyledi. - Olamaz. | Open Subtitles | و قال لي أنه يريد الزواج بي. |
Çıkmadan önce Funk aradı. Buraya gelip bu adamla buluşmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | إتصل (فنك) قبل أن نخرج و قال لي أنه يجب على القدوم لهنا لمقابلة رجل ما |
Ama Troy oradaydı ve bir süre ortalıkta dolanmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | و ( تروي ) كان هناك ؛ و قال لي أنه يجب أن أبقى لفترة هناك |