"و كان ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ve bu
        
    Ve bu 15 yaşında okulu bırakmamın sebeplerinden biriydi. TED و كان ذلك من الأسباب التى جعلتني أترك الدراسة و عمري 15 سنة.
    Birbirimizle ortak bir dille konuştuk, Ve bu bir insandan ötekineydi. TED لقد تحدثنا بلغة مشتركة مع بعضنا، و كان ذلك من إنسان إلى آخر.
    Ve bu benim için çok üzücüydü, çünkü yıllardır hiç birşey öğrenmediğimin farkına vardım. TED و كان ذلك أمرا محزنا بالنسبة لي، لأنّني أدركت أنّني وطوال تلك السنوات العديدة لم أتعّلم.
    Amerika -- dünya Amerikanın teknoloji lideri olmadığını gördü Ve bu çok güçlü bişeydi. TED العالم رأى أمريكا ليست الرائدة في مجال التقانة, و كان ذلك شيئاً قاسياً للغاية.
    Tofu yemeğinden bir tür duvar yapardı, Ve bu müşterilerin kafasını karıştırırdı, çünkü hepsi buranın bir restoran olduğunu düşünürdü. TED كانت تصنع ما يشبه الجدار من طبخ التوفو و كان ذلك يربك الزبائن، لأن الجميع ظن أنه مطعم.
    Ve bu benim için insanlarla tıpkı bir insan gibi iletişim kurabilecek bir robot anlamına geliyor. Open Subtitles آلة اجتماعية و كان ذلك يعني بالنسبة لي إنسان آلي يمكن للناس التفاعل معه تماماً كما يمكنك التفاعل مع شخص آخر
    Ve bu ailem için çok zor oldu çünkü güvenilir olan oydu. Open Subtitles و كان ذلك صعبا للغاية على عائلتنا لأنها كانت الاخت المسؤولة
    Ve bu da bir hastanın ameliyat sonrası... talimatlara uymamasından kaynaklı. Open Subtitles و كان ذلك نتيجة لعدم اتباع المريض للتعليمات الصحيحة لفترة ما بعد العملية الجراحية
    Ve bu, canavara dönüşmenden çok daha önceydi. Open Subtitles هربت لأنني رأيتك تقتلين شخصاً ما و كان ذلك قبل ما كنت عليه
    Ve bu benim ilk bilim fuarı projemdi. TED .و كان ذلك أول مشروع لي في معرض العلوم
    Ve bu benim için sürpriz oldu. TED و كان ذلك يمثل مفاجأة بالنسبة لي.
    Ve bu da şok ediciydi, çünkü aniden, kaptan bana söylediğinde farkettim ki, konteyner gemisi ile korsan sularına girmeyi tercih etmek için deli olmak gerekirdi. TED و كان ذلك أمراً مروعا أيضا، لأنني فجأة أدركت، كما قال لي ربان السفينة، أنني قد كنت مجنونة باختياري الذهاب عبر بحر القراصنة على متن سفينة حاوية.
    Ve bu daha da önemliydi. TED و كان ذلك في الواقع الأكثر أهمية,
    Bazıları, Noel ağacının geçmişinin Mısırlılara kadar dayandığını ortaya çıkarmış yılın en kısa günlerinde kulübelerinin içine palmiye dallarını getirirlermiş bu da yaşamın, ölüme üstün geldiğini sembolize edermiş Ve bu tam 4000 yıl önceymiş. Open Subtitles يرد البعض شجرة الميلاد الى المصريين الذين كانوا يحضرون أغصان النخيل الخضراء الى أكوافهم في أقصر أيام السنة مما يمثل انتصار الحياة على الموت, و كان ذلك قبل4 0 0 0 سنة
    Ve bu asla paylaşmayacağım bir sırdı. Open Subtitles و... كان ذلك السر الوحيد الذي لم أصرح به
    Ve bu da annemim beni kullanmak için Open Subtitles و كان ذلك من الأمور المناورة التي
    Ve bu babanla geçirdiğin en güzel zamandı. Open Subtitles و كان ذلك هو أفضل وقت قضيته مع والدك
    Whitehall'de bir eşin ilgisi olmayalı uzun zaman olmuştu Ve bu da askerler ve bekarlar için aynı şekilde yuva olmadan önceydi. Open Subtitles (المنزل الأبيض) كان بدون رعاية زوجة لمدة طويلة جدًا و كان ذلك قبل أن يصبح موطنًا للجنود و العزاب على حدٍ سواء
    Sonra 2010'da onlarla tanıştığımda, bir sonraki etkinliklerinin ortasındalardı aynı yerde yapabilme olanağı bulmuşlardı Ve bu dokuzuncu gençlik güzel sanatlar etkinliğiydi daha önce 44 terör saldırısı olan bir yıl geçiren Lahore'de düzenleniyordu. TED عندما قابلتهم سنة 2010، كانوا في منتصف الفعالية التالية والتي استطاعوا إقامتها في نفس المكان، و كان ذلك تاسع مهرجان للفنون الاستعراضية للشباب يقام في لاهور في سنة كانت فيها المدينة قد تعرضت لـ 44 هجوم إرهابي.
    Ve bu harikaydı çünkü olayın başlangıcında bir özür festivali oldu -- nasıl diyeyim, bilimciler tasarımcılara şöyle diyordu, stil nedir bilmiyorum, çok zarif değilim. TED و كان ذلك رائعا، لأنه في البداية كان هناك "مهرجان الإعتذار" فالعلماء كانوا يقولون للمصممين، لست متأكدا من الطراز و الستايل، أنا لا أفهم في الأناقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more