Bir oradasın, bir değilsin. | Open Subtitles | أنتَ متواجد هناك و لستَ موجوداً هناك |
Buradaki en garip görünüşlü adam da sen değilsin. | Open Subtitles | نعم, و لستَ الشخص الأكثر أخافةً هنا. |
Katil de değilsin. Kazanan sensin yani. | Open Subtitles | و لستَ قاتلاً مما يضعك في المقدمة |
Hazır olduğun zaman. Ama şu an ,hazır değilsin. | Open Subtitles | عندما تكون مستعدّاً و لستَ كذلك الآن |
Onda bile iyi değilsin. | Open Subtitles | و لستَ بتلك الشخصية الجيّدة. |
Sen ben değilsin, babam değilsin. | Open Subtitles | أنتَ لستَ أنا و لستَ أبي |
Onda bile çok iyi değilsin. | Open Subtitles | و لستَ بتلك الشخصية الجيّدة. |
Hiçbir kaftanın yok ve asker değilsin. | Open Subtitles | ليس لديك ثوباً و لستَ جندياً |
Ben senin baban değilim. Sen de benim oğlum değilsin. | Open Subtitles | فأنا لستُ والدك و لستَ ابني |
Giden benim, sen değilsin, Joe. | Open Subtitles | أنا من سيُغادر (و لستَ أنتَ يا (جو |
Pek akıllı da değilsin. | Open Subtitles | - و لستَ رجلاً ذكياً أيضاً . |
Sende Mike değilsin, Mike. | Open Subtitles | (و لستَ (مايك ) يا(مايك |
Sen de benim oğlum değilsin. | Open Subtitles | و لستَ ابني |