"يأتوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelip
        
    • gelmediler
        
    • gelmelerini
        
    • gelmeden
        
    • gelsinler
        
    • gelmek
        
    • onlar
        
    • gelecek
        
    • gelmiyorlar
        
    • gelmiyor
        
    • gelmesini
        
    • gelmedi
        
    • gelirler
        
    • gelmesi
        
    • gelsin
        
    İnsanlar istedikleri gibi gelip gitsin diye kullanılabilir hale getiriyorum. Open Subtitles أجعلها متوفرة حتى يستطيع الناس أن يأتوا ويذهبوا كما يشاؤون
    Buna farklı bir şekilde bakan birileri varsa gelip benimle konuşmaları gerekiyor. Open Subtitles إذا رأى أي أحد الأمر بمنظور مغاير يجب أن يأتوا للتحدث إلي
    Bu insanların yalancı olduğuna katılıyorum. Buraya bizi kurtarmaya gelmediler. Open Subtitles أوافقك بأنّ هؤلاء القوم كاذبين ولم يأتوا إلى هنا لإنقاذنا
    Hiçbir konuya girdiğim yok, sadece bu eve gelmelerini istemiyorum. Open Subtitles أية مواضيع أنا فقط لا اُريد أن يأتوا إلي هنا
    Eğer hemen giderseniz bizimkiler gelmeden gözden kaybolursunuz ama acele etmeniz gerekiyor. Open Subtitles لو ذهبتي الآن أنا أراهن على أنك ستغادرين قبل أن يأتوا زملائي إلى هنا؟ لكن يجب عليكن أن تذهبن الآن؟
    Ne demek istiyorsun? Neden gelsinler ki? Open Subtitles ماذا تعنى انهم لن يأتوا ولماذا لن يفعلوا
    Bu otelde 754 kişiden oluşan bir güvenlik ekibi var ve hepsi de bu düğmeye basıldığı anda buraya gelmek üzere emir aldılar. Open Subtitles هناك 754 فرد أمن , في هذا الفندق لديهم أمر بأن يتركوا ما يفعلونه و يأتوا راكضين لو ضغطت أنا على هذا الزر
    Peki, belki onlar da neden bizi aramaya gelmediklerini açıklarlar Open Subtitles حسناً ، ربما سيفسّر هذا لماذا لم يأتوا للبحث عنّا
    Onları aradın ve akıl hastasıymışım gibi gelip bana bakmalarını istedin. Open Subtitles أنتَ أتصلت وطلبت منهم أن يأتوا ويرعوا بي وكأنني مريضة مجنونة.
    Burada neler olup bittiğini bilmeyenler, Buraya gelip sorunlarımızı çözmek. Open Subtitles يجهلون كل شيء عما يجري هنا أن يأتوا ويحلوا مشاكلنا
    İnsanlardan sadece işe gelip çalışmalarını istemek birçok şirket ve kuruluşun doğasında var. TED كما تعلمون، إنها طبيعة العديد من الشركات والمنظمات لتطلب فقط من الناس أن يأتوا إلى العمل و يقوموا به.
    Hayır, hayır gelmediler... Çünkü 911 servisinde ses kaydın yok. Open Subtitles لم يأتوا لأن مركز الطوارئ ليس لديه سجل لاتصالك بهم
    Bu pislikler sizi sevmiyor. Buraya iltifat etmeye gelmediler. Lanet imzanızı istemiyorlar. Open Subtitles هؤلاء الحمقى ليسوا من معجبيكم لم يأتوا ليقولوا لكم كم تبدين فاتنات
    Yanımızda yardım bulundurmalıyız. Onlara gelmelerini söyle. Open Subtitles لكن علينا أن نضمن المساعده إذا إحتجنا لها إخبرهم أن يأتوا
    Herkes gelmeden sandalyeyi bitirememem kötü oldu. Open Subtitles من السيء جداً أني لم أستطع الانتهاء من الكرسي قبل أن يأتوا
    -Hazar'ın halkı ralliye gelsinler. Billy Prickett'i görsünler. Open Subtitles أَتمنّى بأنّ الرجالَ اللَطِيفينَ مِنْ كُلّ هازارد أن يأتوا الى السباق ليهتفوا لبيلي بريكير
    Ve onlar gelmek zorunda, çünkü şu anda, ben onların varoluş nedenlerini simgeliyorum. Open Subtitles ويجب أن يأتوا لأنني في هذه اللحظة أنا السبب لوجودهم جميعاً
    Devamlı basabilirsin, kızarlar diye çekinme. onlar gelene kadar bas. Open Subtitles لا تخشي أن تزعجي أحداً اضغطيه إلى أن يأتوا إليكِ
    O nedenle bu insanlar gelecek iki gün içinde bir çözüme varmalılar, yoksa geçitten ekipler gönderme emri alacaksınız. Open Subtitles لذا هؤلاء الناس يجب أن يأتوا بالحل خلال اليومين القادمين أو سنأمر بإعادة إرسال الفرق خلال البوابة
    Çünkü dağıtımcılar iş kurmak için buraya gelmiyorlar, çünkü bunu yapmak gerçekten mantıksız. TED لأن الموزعين لن يأتوا الى هنا لبدء أعمالهم ، لأنه لا معنى له أيضًا.
    "Hey, Smith, nasıl olur da annen ve kardeşin hiç ziyaretine gelmiyor?" Open Subtitles سميث , كيف أمك وأخوك .. لم يأتوا لزيارتك ؟ كان يتلصص
    Ben de en az sal kadar bu insanların buraya gelmesini istemiyorum. Open Subtitles أعنى, لم أرد لهؤلاء أن يأتوا إلى هنا بعد الآن أكثر مما أرادت سال
    Jonas, Goa'uld binlerce yıldır buraya gelmedi. Open Subtitles جوناس، الجواؤلد لم يأتوا الى هنا منذ آلاف السنين
    FG: 2003'te bitecek, Eylül - Ekim gibi. Umarım Kyu, Herbie, Yo Yo ve diğerleri Bizimle oynamaya gelirler. TED فرانك: هذا سينتهي في ٢٠٠٣.. سبتمبر، أو أكتوبر وأتمنى من كيو وهيربي ويويو وكل هؤلاء بأن يأتوا ويلعبوا معنا في المكان
    Onların buraya gelmesi uzun sürer. Open Subtitles بالطبع. سيكون مضى ساعة على ذهابه قبل أن يأتوا
    - Bunu dışarı koyacağım ki, millet görüp arka kapıdan gelsin. Open Subtitles سأضع هذه اللافتة بالخارج لأخبر النّاس أن يأتوا من الباب الخلفي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more