Üzerimdeyken hiçbir şeyin bana zarar veremeyeceğini anlattı. | Open Subtitles | أخبرتنى أنى إذا ارتديتها لن يستطيع أحد أن يؤذينى. لذا فعلت ما قالته لى. |
Düşmanlarım sonunda bana zarar verecek bir silah bulmuşlardı. | Open Subtitles | اعدائى اخيراً وجدوا سلاح بامكانه ان يؤذينى |
bana zarar verme ihtimali yüzde üç bile değildi ama. | Open Subtitles | كان هناك فرصة 3% على الأقل .أنه قد يؤذينى أو أمر من هذا القبيل |
Frank, söz vermiştin kimsenin canımı acıtmayacağına söz vermiştin! | Open Subtitles | فرانك لقد وعدتنى أنك لن تدع أحداً يؤذينى |
Frank, söz vermiştin kimsenin canımı acıtmayacağına söz vermiştin! | Open Subtitles | فرانك لقد وعدتنى أنك لن تدع أحداً يؤذينى |
Lütfen bak, onun bana zarar vermesine izin verme. | Open Subtitles | اصغ,أرجوك لا تدعه يؤذينى |