"ياقوتة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yakut
        
    • Yakutunu
        
    • yakutu
        
    Suriye'li tüccar dün gece benimle yemek yedi, bana verdiği yakut, Kraliçe'ye aitti. Open Subtitles اٍن التاجر السورى الذى سيتناول العشاء معى الليلة سيحضر لى ياقوتة كانت يوما ما ملكا لملكة
    Ve dahası en az 500 altın değerinde yakut bir yüzük takardı. Open Subtitles و علاوة على ذلك يضع ياقوتة تقدر ب 500 فلورين ذهبية
    Şu bulmamız gereken ejderha gözü... yumruğum büyüklüğünde bir yakut. Open Subtitles هذه عين التنين التي يفترض بنا الحصول عليها؟ هذه ياقوتة بحجم قبضتك
    Pramuk'un Yakutunu takasta ele geçireceğim. Open Subtitles سأحصل على ياقوتة براموك في صفقة البيع والشراء
    Ejderha'nın Gözü Yakutunu bana büyük büyük büyükannem Kudretli Maleus verdi. Open Subtitles إنها ياقوتة عين التنين، أُعطيت لوالدة جدتي العظيمة من قِبل (ماليوس) الجبار ها ها
    - Bu Ejderha Gözü yakutu! Open Subtitles إنها ياقوتة عين التنين أنت، يا سيد
    İyi de sana kocaman bir yakut bırakacağını söylemiştin. Open Subtitles ظننت بأنكِ قلتِ أنها تركت لكِ ياقوتة عملاقة
    Sentetik yakut yapıyoruz. "Alt tabak" Open Subtitles نحنُ نقوم بتشكيل ياقوتة صناعية، "بليبي-ايان"
    Binlerce yakut bazen daha fazlası Open Subtitles وألف ياقوتة ، أو يزيد
    Yumruk büyüklüğünde bir yakut mu? Open Subtitles ياقوتة بحجم قبضة اليد؟
    Yirmi yakut. Open Subtitles عشرون ياقوتة حمراء
    Yıldız şeklinde işlenmiş, hakiki bir yakut. Open Subtitles ياقوتة نجمة حقيقية
    Gerçek yakut. Open Subtitles إنها ياقوتة حقيقية
    Gerçek bir yakut. Open Subtitles إنها ياقوتة حقيقية
    Besbelli ki Sherwood Yakutunu çok ucuza kapatabileceğin gibi bir izlenim edinmişsin. Open Subtitles واضح أنّك تحسب أن بوسعك سرقة ياقوتة (شيروود)
    - Bu adam çalıntı mal satıcısı. - Madrabaz Sherwood Yakutunu elden çıkarmak istiyor. Open Subtitles هذا الرجل بائع مسروقات، والمُراوغ يسعى لتصريف ياقوتة (شيروود)
    Besbelli ki Sherwood Yakutunu çok ucuza kapatabileceğin gibi bir izlenim edinmişsin. Open Subtitles واضح أنّك تحسب أن بوسعك سرقة ياقوتة (شيروود).
    - Bu adam çalıntı mal satıcısı. - Madrabaz Sherwood Yakutunu elden çıkarmak istiyor. Open Subtitles هذا الرجل بائع مسروقات، والمُراوغ يسعى لتصريف ياقوتة (شيروود).
    Gerçek bir yakutu asla kıramazsın. Open Subtitles لايمكن ان تكسرى ياقوتة حقيقية.
    Ülkeye ait bir yakutu çalmakla suçlanıyor. Open Subtitles إنهُ مُتهم بتهريب ياقوتة خارج البلاد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more