| Kırmızı kamyonetiyle etrafta beni arıyor. | Open Subtitles | انه يتجول الأن بسيارته الحمراء وهو يبحث عني. |
| - Herkes beni arıyor. - Ben bir bok bilmiyorum. | Open Subtitles | انظر ، انا لا اعلم اي شيء والأن الجميع يبحث عني |
| - Herkes beni arıyor. - Ben bir bok bilmiyorum. | Open Subtitles | انظر ، انا لا اعلم اي شيء والأن الجميع يبحث عني |
| Başarılı uyuşturucu satıcısı olmaya devam edeceğim çünkü Beni arayan zenci bir polis yok artık. | Open Subtitles | سأعود إلى مهنتي الناجحة كمروجة مخدرات لإنه لا يوجد شرطي أسود يبحث عني |
| O beyefendi beni aramaya gelirse ona deyin ki... | Open Subtitles | إذا أتى ذلك الرجل يبحث عني أخبريه |
| 125. sokak ve çevresindeki bütün polisler beni arıyordu. | Open Subtitles | كان هناك شرطي يبحث عني في كل شارع |
| (Video) Öğrenci: Kapının önünde polis aracı vardı, polis kapıya geldi, kapıyı çaldı, beni aradığını söyledi. | TED | الرجل في الفيديو: ركنت سيارة للشرطة في الأمام، وتقدم شرطي من الباب الأمامي حيث يقرع الباب ويقول أنه يبحث عني. |
| Şimdi o dışarıda ve beni arıyor. | Open Subtitles | إنه مُنتشر في الخارج الآن وشخصاً ما يبحث عني |
| Cleet'in işareti, babam beni arıyor. | Open Subtitles | لقد أشار سيلس يعني أن أبي يبحث عني |
| Bak, şehirdeki tüm polis ve federaller beni arıyor. | Open Subtitles | اسمع، كل شرطي و فدراليّ" "يبحث عني في المدينة |
| Babanı kaçıran uyuşturucu baronu beni arıyor. | Open Subtitles | تاجر المخدرات الذي أخذ أبيكِ، يبحث عني |
| Bildiğim kadarıyla hâlâ beni arıyor. | Open Subtitles | على حد علمي انه يبحث عني حتى الان |
| - Evet. - Sanırım Profesör Bandhardt beni arıyor? | Open Subtitles | --الأستاذ برانهاردت يبحث عني ؟ |
| Evet, sanırım. Beni arayan bir serseri var. | Open Subtitles | نعم، أعتقد هذا هناك سافل يبحث عني. |
| beni aramaya gelir mi acaba? | Open Subtitles | هل يمكنه أن يبحث عني في كل مكان ؟ |
| Herkes beni arıyordu. | Open Subtitles | لقد كان الجميع يبحث عني |
| Shere Khan'ın beni aradığını duydum. | Open Subtitles | إنه شيرخان سمعت أنه يبحث عني |
| Artık beni aramıyor. Beni seven bir kız var. | Open Subtitles | (أوغستين) حصل على ماله لن يبحث عني بعد الآن |
| Eğer kaçırıldıysam ABD Başkanı beni arayacaktır. | Open Subtitles | إذا كنت مفقودة رئيس الولايات المتحدة يبحث عني |
| peşimde bazı çok kötü insanlar var, ve bunu görürlerse benim için gelirler. | Open Subtitles | يبحث عني أشخاص جد مُرعِبين و إذا شاهدوا هذا فسيعثرون علي |
| Dao beni arıyorsa, havalimanına adam yerleştirmiştir. | Open Subtitles | إذا كان (داو) يبحث عني سيضع كل رجاله في مطار لاكس |
| Ray çok korkmuş olmalı. Muhtemelen beni arıyordur. | Open Subtitles | لابد أن " راي " شعر بالخوف وربما كان يبحث عني |
| Meğer o sırada Gri Oğlan'ın bağı çözülmüş, eve kadar gitmiş ve babam beni arıyormuş. | Open Subtitles | ولم نعرف أن الرجل أتى وعاد للمنزل وأبي كان يبحث عني |