Görünüşe göre ikna etme yeteneği güçlü olan tek baba ben değilim. | Open Subtitles | يبدو أنني لست الأب الوحيد الذي يتمتع بقدرات إقناع رائعة أليس كذلك؟ |
Görünüşe göre Batman'i hafife almışım ama en azından üniversitenin işi bitti. | Open Subtitles | يبدو أنني قد استخففت بباتمان ولكني في النهاية قد قمت من انهاء الجامعة |
Dengelerin değişmesi ne kadar ilginç, ben kazanacağım gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، ياله من تغيير رائع لمجرى الأحداث يبدو أنني سأربح |
Bak, ben para istemekten nefret ederim ama cüzdanımı yanlış yere koymuşum Galiba. | Open Subtitles | اسمع، أنا.. أكره أن آخذ نقوداً من أحد، لكن يبدو أنني أوقعت محفظتي. |
- sanırım yanlış anlamışım. - İşte bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | ــ يبدو أنني أسآت فهمك ــ لهذا السبب نحن هنا |
Anlaşılan onun için fazla iyiyim. Böyle bir şey olabilir mi? | Open Subtitles | حسنا، على ما يبدو أنني أكبر مما يريده هل تصدق هذا؟ |
Görünüşe göre sen de bana çekmişsin! | Open Subtitles | هيهي أنظر يبدو أنني أؤثر عليك أنا أيضا ً |
Görünüşe göre tüm olanlardan sonra hala Büyülü Olanlar için çalışıyorum. | Open Subtitles | فبعد كل هذا، يبدو أنني مازلت أعمل لصالح المسحورات |
Pekala millet, Görünüşe göre gürültünün nedeni benim. | Open Subtitles | حسناً يا أصحاب يبدو أنني قد كسرتها لقد أنتم تعرفون |
Pekâlâ. Görünüşe göre yedek kadın oyuncuya ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنني سأحتاج تلك اللاعبة الأحتياطية في النهاية |
Bütün gece sürecek gibi görünüyor. Haydi sen yatmaya git. | Open Subtitles | يبدو أنني سأقضي الليل كله هنا لذا فلتخلد إلى النوم |
"Bir erkeğin verebileceği güce ve korumaya ihtiyacım var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنني بحاجة قوة و حماية .يمكن للرجل فقط تقديمها لي |
New York'ta iki kişilik ilişkiye inanan tek kişi benmişim gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنني الشخص الوحيد فى "نيويورك".. التي ما زالت تؤمن بالعلاقات الفردية |
Galiba onu, soyulan bir kullanılmış araba parkının oralarda gördüm. | Open Subtitles | يبدو أنني رأيته يتسكع بجوار سوق للسيارات المسروقة |
Galiba onu, soyulan bir kullanılmış araba parkının oralarda gördüm. | Open Subtitles | يبدو أنني رأيته يتسكع بجوار سوق للسيارات المسروقة |
Ama sanırım bir tek ben CIA'in seninle vaktini boşa harcadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | و لكن يبدو أنني الوحيد الذي يعتقد أن هذا مضيعة لوقت الوكالة |
Sorunsuz geldik buraya kadar. Anlaşılan ben de davetliler arasındayım. | Open Subtitles | وصلتُ إلى هنا بدون أيةِ ضجة، يبدو أنني ضيفٌ أيضاً |
Fakat Sanki hayatta kalmakla ilgili bir şeyler dediğini hatırlar gibiyim? | Open Subtitles | لكن يبدو أنني تذكرت قولك شيئاً عن البقاء على قيد الحياة. |
İnsanlar sırf sana böyle anlattığı için sübyancı gibi görünüyorum, değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنني وقعت عن التمثال الذي وضعت الناس عليه بوضوح: انجح أو افشل |
Görünüşe bakılırsa eşeğimin yakıtı bitti. İşte yakıt burada. | Open Subtitles | يبدو أنني أحتاج إلى بعض الوقود لبغلي الغاز لحماري |
Öyle görünüyor ki Askeri Okula geri dönüyorum... ve sizi gerçekten çok, çok uzun bir süre göremeyeceğim. | Open Subtitles | يبدو أنني سأرجع إلى المدرسة العسكرية وأنـا لن أراكَ لمدة طويلة حقاً.. |
Görünen o ki makâlenizden hoşlanan bir tek ben değilmişim Haşmetmahap. | Open Subtitles | إذن يبدو أنني لست الوحيدة التي تمتعت بمقالتك يا صاحبة السمو |
Evet, sen gitmeden önce yemekte almış olmalıyım. | Open Subtitles | نعم ، يبدو أنني أخذته على الغذاء قبل أن تغادر |