Seçmelerde bir adamla tanıştım Evet, iyi birine benziyor. | Open Subtitles | و قابلت رجلاً أثناء أدائي, نعم, يبدو لطيفاً |
Bill iyi birine benziyor ve Chels'in de iyi birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | بيل) يبدو لطيفاً) و (تشيلسي) بحاجة لرجل لطيف |
İyi görünüyor. O Buz Adam! İşte o bu! | Open Subtitles | إنه يبدو لطيفاً إنه الرجل الجليدي ، هذه هي حقيقته |
Biraz daha yaklaşın birbirinize. Çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | ادْنوا من بعضكم البعض قليلاً هذا يبدو لطيفاً |
Demek istediğim, iyi biri gibi görünüyor. Babam da ona normal gibi davranmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أعني, يبدو لطيفاً, ويريد أبي أن يعطيه بعض الحرّية. |
Sadece alamadım. Yani , o her zamanki gibi tatlı görünüyor. | Open Subtitles | . أنا لا أفهم هذا فقط . أعني ، أنه يبدو لطيفاً كما يبدو دائماً |
Seni taşa çevirmesi gerekiyordu, güzel görünmesi değil. | Open Subtitles | ، ومن المفترض أن تحولك إلى حجر . لا يبدو لطيفاً |
- Evimiz artık Çok hoş görünüyor. | Open Subtitles | ـ المكان يبدو لطيفاً جداً الآن ـ هذا جيّد |
Kulağa hoş geliyor. Ben de çalışabilir miyim orada? | Open Subtitles | هذا يبدو لطيفاً هل يمكنني أن أعمل هناك؟ |
Çok iyi birine benziyor. | Open Subtitles | يبدو لطيفاً للغاية. |
Baban iyi birine benziyor. | Open Subtitles | أباك يبدو لطيفاً. |
İyi birine benziyor. | Open Subtitles | يبدو لطيفاً جدّاً |
- O da iyi görünüyor. | Open Subtitles | . لابد أن ذلك هو عمّكِ دانيال - يبدو لطيفاً أيضاً ، أليس كذلك ؟ |
Ateşi yüksek ama iyi görünüyor. | Open Subtitles | تصاعد درجة الحرارة لكنه يبدو لطيفاً |
- Oh, yeterince iyi görünüyor. | Open Subtitles | -أوه، يبدو لطيفاً بما فيه الكفاية |
Yine de, etraf çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | لكن المكان يبدو لطيفاً على الرغم من ذلك |
-Bu güzel görünüyor. | Open Subtitles | هذا يبدو لطيفاً |
güzel görünüyor. | Open Subtitles | هذا يبدو لطيفاً |
Çok iyi biri gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو لطيفاً للغاية. |
- Hıhı. -Ama çok tatlı görünüyor. | Open Subtitles | لكنه يبدو لطيفاً |
Bu evin güzel görünmesi için geceleri de çalışıyordu değil mi Bay Lollypop? | Open Subtitles | لقد كان يشتغل ليلاً لجعل هذا البيت يبدو لطيفاً (ليس لديك السيد (لولي بوب |
- Çok hoş görünüyor, Ron. - Evet. | Open Subtitles | إنه يبدو لطيفاً يا (رون) |
Kulağa hoş geliyor ama şişe boş. | Open Subtitles | انه يبدو لطيفاً, ولكن الزجاجة فارغة. |