Ekseni değiştirebiliyorum ve başka bir açıdan görüntüleyebiliyorum. Bu aynı şey, sadece biraz daha farklı görünüyor. | TED | وأستطيع أن أغير المحاور، و أستطيع أن أعرضه من وجهة نظر مختلفة، لكنه نفس الشيء، ولكنه يبدو مختلفًا قليلًا. |
Yani, şu an biraz farklı görünüyor ancak yine de orada korkmuş bir çocuk var. | Open Subtitles | أنا لست قلقا، أعني أنه يبدو مختلفًا قليلا الآن ولكنه لا يزال صبي مرتعب |
Diğerlerinden farklı görünüyor. | TED | يبدو مختلفًا عن الرموز الأخرى. |
Buradaki her şey çok farklı görünüyor, arkadaşım. | Open Subtitles | كل شيء هنا كان يبدو مختلفًا يا صديقي |
Sınıf bu saatte çok farklı görünüyor. | Open Subtitles | الفصلُ يبدو مختلفًا تمامًا في هذا الوقت |
Ama NZT'nin etkisi altındayken böyle bir yere gelince her şey çok farklı görünüyor. | Open Subtitles | ولكن عندما تذهب إلى مكان "مثل هذا متعاطيًا الـ "إن زي تي فكل شيء يبدو مختلفًا |
Hayal ettiğimden biraz farklı görünüyor. | Open Subtitles | يبدو مختلفًا مما تصوّرت. |