Mimariden pek bir şey anlamam ama bu iyiye işaret olamaz. | Open Subtitles | لا أعلم الكثير بخصوص الهندسة المعماريّة، لكن هذا لا يبشّر بالخير. |
Sanırım bu kurtarma için iyiye işaret. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذا يبشّر بالخير لفرقة الإنقاذ؟ |
Durum hiç iyi değil dostum. Kenara çekmen lazım. | Open Subtitles | هذا لا يبشّر بالخير يا صاح، ستضطرّ للوقوف بالسيارة على جانب الطريق. |
Bir daha senin aklına girmesine izin veremezsin. Evet, çünkü deli ve beyni yıkanmış görünmen hiç iyi bir görüntü değil. | Open Subtitles | أجل، لأنّك مخبولة تمّ محو عقلها وهذا أمر لا يبشّر بالخير |
Hiç şık değilsin Hank. | Open Subtitles | هذا لا يبشّر بالخير يا (هانك)؟ |
Hiç şık değilsin Hank. | Open Subtitles | هذا لا يبشّر بالخير يا (هانك)؟ |
Aşk hayatımda iyiye işaret olmayan şeyler. | Open Subtitles | و هذا لا يبشّر بالخير لحياتي العاطفية |
İyiye işaret değil. | Open Subtitles | لا يبشّر بالخير |
İyiye işaret değil bu. | Open Subtitles | ذلك الصوت لا يبشّر بالخير. |
Bu iyiye işaret değil. | Open Subtitles | هذا لا يبشّر بالخير. |
İşte bu hiç iyiye işaret değil. | Open Subtitles | هذا لا يبشّر بالخير. |
Tamam, ikimizin de telefonunun çalması hiç iyi bir şey değil. | Open Subtitles | حسنٌ، هاتفانا يرنّان، وهذا لا يبشّر بالخير. |
Onlardan biri herhâlde hâlâ yaşıyordur ve bu doğruysa bizim için hiç iyi olmaz. | Open Subtitles | جائز أنّ أحدهما ما زال هناك. وإذا صحّ ذلك، فهو لا يبشّر بالخير لأيّ منّا. |
Bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | هذا لا يبشّر بالخير |
İyi değil. | Open Subtitles | لا يبشّر بالخير |
Ki bu da senin için iyiye delalet değil Kral Ragnar. | Open Subtitles | والذي لا يبشّر بالخير لكَ (يا مولاي (راجنر. |